Hababam Sınıfı: Sinemada 40 yıl

Ankara’nın en işlek ve ünlü, bir o kadar da güvenlikli caddesi olan Atatürk Bulvarı üzerinde gençlerin toplanma yeri olarak bilenen Kuğulu Park’ın hemen altında biriken kalabalığı görenlerin endişeye kapılmaları için bir neden yoktu. Gerçi, yıl 1975 ve takvimler Mayıs ayının birinci gününü gösteriyordu. Ama, kalabalık bugün pek çokları için artık sadece bir hayal olsa da, bir sanat evi açılışı için bir araya gelmişti. O günlerin Ankara’sının en büyük sinema salonu olacak Akün Sineması, zamanla Türk sinema tarihinin en ünlü filmlerinden birisi olacak ‘Hababam Sınıfı’ ile perdelerini seyircilerine açıyordu.

Sinema tarihimizde çok az film vardır ki, devamı çekildiğinde seyircinin ilgisi daha da artsın. Hem de bir edebiyat uyarlaması olarak bu unvanı taşıma onuruna sadece Rıfat Ilgaz’ın Hababam Sınıfı eseri sahip durumda.
Dolmuş dergisinde önce tefrika edilen, beğenilmesi üzerine 1957’de kitaplaştırılan ‘Hababam Sınıfı’ndan yazarın da pek bir beklentisi olmamış ki, önce müstear bir isim kullanmıştı. ‘Stepne’ aslında, Rıfat Ilgaz’ın dergide kendisine yakıştırdığı ve yazılarına imza olarak koyduğu isimdi.

Sansür Kurulu’nu aşan ilk senaryo
Kitap olarak ilk yayınlandığı andan itibaren, yazarını dâhil, herkesi şaşırtan bir eserdir, ‘Hababam Sınıfı’. Ancak, bu ilgiye rağmen, yazarın devamını yazmasını 1972 yılına kadar beklemek gerekecekti. Rıfat Ilgaz 15 yıl bekledi ama, sinema bekleyemezdi. 1974 yılında, bugün adını dahi pek çok sinemaseverin hatırlamayacağı ama, bir film çekmek için tek karar makamı olan ‘Sansür Kurulu’ndan geçebilen ‘Hababam Sınıfı’ nihayet filme çekiliyordu!

Sinemamızın büyük ustalarından Umur Bugay’ın yazdığı değil, ama çekilen ilk senaryosu olan Hababam Sınıfı, kameranın önünde ve arkasında yer alan ekibiyle de göz dolduruyordu. Yeşilçam’ın ‘cici çocuğu’ Tarık Akan, oyunculuk sanatı denilince Türkiye’de ‘zirve’ olarak tartışmasız kabul görmüş Münir Özkul, komedi filmi çekilecekse ‘banko’ Halit Akçatepe, gene kadın oyuncu olarak ‘minik dev’ Adile Naşit başta olmak üzere, Türk sinemasının en nitelikli ve ünlü kadrosu iş başı yapmıştı!

‘Hababam Sınıfı’ neden sinemamızda klasiktir?

Türk sinemasında Hababam Sınıfı’ndan önce de, sonra da pek çok okul temalı filmleri yapıldı. Ya da, bir dönemin ‘ağzı’ ile söylersek, gençlik filmleri. Ama, hiç birisi bu denli geniş ilgi uyandırmadı. Elbette, ‘yıldızlar ekibi’nin bir araya gelmiş olması, çok başarılı bir ‘uyarlama’ senaryo metninin ortaya çıkması ve yönetmenin başarısı ‘Hababam Sınıfı’nın klasikleşmesinde önde gelen unsurlardır.

Ancak, ben bunlardan daha öncelikli bir noktaya dikkat çekmek istiyorum. Bir filmi zaman ve mekan unsurlarından koparıp unutulmaz kılan, her şeyden önce izleyicinin filmde kendisine ve özlemlerine ait bulduklarıdır. ‘Rüzgâr Gibi Geçti’, ‘Kazablanka’, ‘Baba’, ‘Kıyamet’ vd. bu nedenle unutulmaz filmlerdir. Hababam Sınıfı’nın özgünlüğünü vurgulayan Halit Akçatepe, Hababam Sınıfı filmlerinin kitabın önüne geçtiğini haklı olarak belirtirken, bunu filmin ana mesajına bağlar: “Yanlış öğrenci yoktur, yanlış eğitim sistemi (tedrisat) vardır!”

İşte, Hababam Sınıfı’nın başarılı olmasının temel nedeni tam da bu doğru önermeyi seyirciye geçirebilmiş olmasında yatar. Hepimiz eski bir valide sultan sarayından yapılma okul dekoru içerisinde haylaz, hatta zaman zaman kötülük perisine dönüşen öğrencilere gülerken biliriz ki, aslında bu çocuklar, daha doğru bir ifadeyle ‘bizim çocukluğumuz’ kabahatli değildir. Kabahatli olan eğitim sistemidir.

40 yıl önce 40 yıl sonra
Şimdiye kadar tam 9 Hababam Sınıfı filmi çekildi. Sinemamızda bu sayıda serisi çekilen ikinci bir film yoktur. Ayrıca, Hababam Sınıfı’nın kazandığı başarıdan yararlanmak amacıyla sayısız okul komedisi filmleri yapıldı.

İlk yönetmen Ertem Eğilmez ile birlikte, oğlu Ferdi Eğilmez ve bir zamanların ‘jön’ü ve sonradan komedi filmleri yönetmeni olarak kendisini kabul ettiren Kartal Tibet bu filmlerde yönetmenlik koltuğuna oturdular. Sadık Şendil ve Yavuz Turgul senaryoları yazdılar. Şener Şen, Şevket Altuğ, Perran Kutman, İlyas Salman, Ayşen Gruda, Mehmet Ali Erbil, Cem Özer ve daha nice oyuncularımız rol aldılar. Melih Kibar’ın bestelediği müzikler filmle bütünleşti.

40 yıl sonra, bugün seyircinin Hababam Sınıfı filmlerine ilgisinin azalmadığını rahatlıkla söyleyebiliriz. Mahmut Hoca, Güdük Necmi, Badi Ekrem, Hafize Ana, İnek Şaban ve diğerleri… Hepinizi seviyoruz. İyi ki, varsınız.

Önceki ve Sonraki Yazılar