Mustafa Ülkü Caner

Mustafa Ülkü Caner

Hafızalarımızı yoklamaya devam (2)

17 – 25 Aralık vakaları yaşandı.

Yolsuzluk, hırsızlık ve hukuksuzluk iddiaları ve görüntüleri havada uçuştu.

Kimi montaj, iftira dedi, kimi yolsuzluk.

Ama en azından ayakkabı kutusu dolu Amerikan dolarları da gerçekti, konutlarda para sayma makineleri de bol sayıda görüntülendi.

Zira ayakkabı kutusundaki Amerikan Dolarları “iftira” denmesine rağmen faiziyle devletten geri alındı?

Hepimiz haberlerde izlemedik mi devlet medyasında bile!

Anamuhalefet CHP, 17-25 Aralık olaylarını halen büyük yolsuzluk ve hukuksuzluk olduğunu iddia etmekte.

Ama iktidar aynı olaylara 17-25 darbesi demekte.

Suçlu ve suçsuzlar karıştı.

Diğer yaygın deyimle:

At izi it izine karıştı.

İşin en kötü yanı:

Halk ise böyle olayları bile umursamayacak hale sokuldu.

Zira dalga geçilen kalan akıllar da yanmanın verdiği etkiyle iyice karıştı.

Ama tüm senaryoların beyin takımı hep “Ap-Ak ve haklıydı” .

Onlar hep “masumdu” ve dokunulmazdı.

***

Kocaman kepçe defalarca ülke kazanına daldırıldı.

Her seferinde iyi kötü ülkenin varlıklarından ve değerlerinden bir kısmı eksildi!

Ve sonunda bir de o hain darbe kalkışması yaşandı.

İnsanlarımız katledildi.

O kalkışmanın bastırılmasına gelince, gelin bazı gerçekleri işin psikolojik propaganda yönünü bir yana bırakıp artık dile getirelim.

F 16 ya taş atan insanların bu işi yapamayacaklarını veya çöp kamyonlarının tankların önünde duramayacağını hepimiz biliriz.

Daha önce de yazmıştım:

O zamanın 1. Ordu Komutanlığı, Ege Ordu Komutanlığı ve Ankara’daki emir komuta zincirine bağlı komutanlar başta olmak üzere TSK’nın bütününün kalkışmaya karşı kararlı tutumu şüphesiz en büyük rolü oynamıştır.

Zira kalkışmaya katılma oranı yüzde 2’nin altındaydı.

Bunların çoğu da yasadışı emir komuta altındaki şaşkın ördekti ve kalkışmanın sonu baştan görüldü.

Daha sonra, parlamentodaki tüm siyasi partiler ortaklaşa darbe karşıtı söylem ve eylemlerde bulundular.

Tek yumruk oldular.

Sonunda da TBMM bile bombalandı.

Gerisi zaten sokakta boğuldu!

Ne çabuk unutuldu dimi bunlar?

Önceki ve Sonraki Yazılar