Güç Meclis'te!

Evet, artık güç tek bir partinin.. Daha doğrusu tek bir kişinin elinde değil. 7 Haziran seçimleri, o gücü RTE’nin elinden aldı. Dört parti arasında bölüştürdü. Bu yorum, aslında TARAF Ankara Temsilcisi Hüseyin Özay’a ait. Dün, Medya Mahallesi programında söyledi bunları. Ve günlerdir, koalisyon meselesini konuşurken etrafında dönüp durduğumuz başlıkları toparlayıverdi. Çerçevesini çizdi.

Artık güç Meclis’te.
Meclis, RTE’nin talimatlarını beklemeden.. O talimatı alan parmakların, konudan habersiz ama aynı zamanda hiç tereddütsüz kalkışını izlemeden.. Muhalif seslerin susturulduğuna tanık olmadan.. Yani, bir Meclis’in olması gerektiği gibi çalışabilir.
Örneğin, ülke barajını derhal yüzde 10’dan, diyelim ki yüzde 5 gibi normal bir düzeye çekebilir.
Örneğin, yine TEK ADAM VE TEK PARTİ vesayeti olmadan kurulacak komisyonlarla dört bakan için Yüce Divan yolunu açabilir.
Ve hatta, RTE’nin Saray için aldığı örtülü ödeneği kaldırabilir.
Yani, çok uzun zaman sonra, Türkiye’nin tüm renkleri bir arada, ASGARİ MÜŞTEREKTE buluşabilir. Hükümetin değil, Meclis’in kararlarıyla demokrasiyi (sahiden) ileriye götürebilir.

***

Bu satırları, Meclis’teki yemin törenini izlerken yazıyorum. RTE, artık balkonda. Ama, Meclis’in balkonunda. Meclis’i locadan izliyor. O’nu orada bırakmak.. Aşağıdaki işleyişe karışmasını önlemek mümkün.
CHP, MHP ve HDP bunu sağlayabilir. En azından, dediğim gibi, asgari müşterekte buluşarak yapabilir.
Ne de olsa, seçim öncesi meydanlarda bunları vaat ettiler. Özellikle Saray konusunda net bir tavır aldılar. Buyursunlar.. Şimdi, güç onlarda. Üç parti elele (hatta belki AKP’den kısmi destekle) RTE’yi anayasal sınırlarına çekebilirler.
Bunu yapabilirlerse..
Daha doğrusu, yapmaya niyetleri varsa..
İşte o zaman koalisyonda nasıl bir formül güçlenirse güçlensin, partiler bunu seçmenlerine anlatabilir.

***

Hiç kuşkusuz, bunu bir tek bizler biliyor değiliz! RTE ve kurmayları bunun haydi haydi farkında. Başlarına gelebilecek olanı görüyorlar. Bunun için de A’dan Z’ye kimbilir kaç plan hazırlıyorlar.
Erken seçim hamlesi.. Suriye ile savaş(ır gibi yapmak).. AKP’ye ihtiyacı olan çoğunluğu sağlasın diye milletvekili arayışı.. Belki, HDP’ye reddedemeyeceği cazip (çok cazip) bir teklif..
Planlardan hangisi devreye girer, hangisi tutar kimbilir! Ancak RTE’nin alarmda olduğu kesin. Fena halde köşeye sıkıştı. Böyle sıkışanların, olmak ya da olmamak kavşağına gelenlerin yaptığı gibi de artık O’ndan herşey beklenebilir.

Bu konuda en büyük görev, paradoksal bir biçimde halefi Davutoğlu’na düşüyor. Zira, erken seçim ya da RTE’nin gücü elinde tutacağı bir koalisyon formülü, Davutoğlu’nun SONU demek. O durumda hemen tasfiye edilecek. Yani, AKP’nin 13 yıllık yolculuğunda ilk kez, genel başkanı ile muhalefetin çıkarları (büyük ölçüde) kesişiyor.

Dolayısıyla, tek parti hükümeti yerine güçlü Meclis, Davutoğlu’nun da işine gelebilir. Elbette, bu oyunu bir yandan (her ihtimali düşünerek) RTE’yi zıplatmadan oynaması gerekiyor.. Kısacası, Davutoğlu, hayatının en zorlu sınavlarından birini veriyor. O’nun ve muhalefet liderlerinin sınav sonuçları, bu ülkede çok şey değiştirecek. Hepsinden önemlisi de, umudumuzu yeşertecek.


Bir esnafın feryadı
Adı, İshak Manav. Tanımıyorum. Halk TV Radyo’da konuk olduğum bir programa bağlandı. Derdini anlattı. Yıllardır sesini duyuramadığından yakındı. Kendisine söz verdim. Bu köşede “sesiniz olacağım” dedim.
Mektup yazıp, derdini anlattı. İddiasına göre, birileri “DEVLET ARKAMIZDA” diye hakkını gaspetmiş. Gaspetmeye de devam ediyor.
Başına gelenler bu kadar da değil.

Gencecik oğlunu, alacaklarının peşinde koştururken kazada kaybetmiş.. Ve o kaybın üstüne, oğlunun çocuklarına da bakmak zorunda kalmış.. Öte yandan, icra ve haciz baskısıyla bunalmış.. Daha doğrusu kendi ifadesiyle YOK OLUŞUN EŞİĞİNE gelmiş bir baba.. İshak Manav..
Anlatıyor:
“İstanbul il özel idaresine ait Bayrampaşa ilçe özel idaresi .gençlik ve kültür merkezi inşaatını ihale ile alan ADAKALE İNŞAAT TURİZM TİC.LTD.ŞTİ için şantiyede çalışan işçi, mimar, mühendis vs. yemek hizmetlerini karşıladık. İlk üç ay yemek paralarını ödediler. Sonra, Özel İdare’den hak ediş alamadıkları gerekçesi ile, ödemediler.

Hizmet bedellerini hak ediş sonrası defaten ödeyecekleri sözleri üzerine, yemek vermeye, inşaat çalışanlarının mağdur olmamaları ve inşaatın devamına katkı için elimizden gelen azami toleransı göstermeye çalıştık.
Biriken alacaklarımız 107 bin TL. Bu tutarın 90 bin TL’si faturalanmış ve belgelenmiştir. Karşılığında şirketten iki ayrı çek ödenmedi.
Topçular Halk Bankası’nda icralık ve hacizlik durumdayım .
4 yıldır paramızı “devlet arkamızda” bahanesi ile alamıyoruz.
Defalarca Vekillerimize, Başbakanımıza, Cumhurbaşkanımıza yazdım. Mağduriyetimin giderileceğini bazı vekil ve il başkanlarından duydum. Ancak 4 yıldır bir sonuç yok.

(AKP’nin eski) Istanbul il başkanı Aziz Babuşçu Bey söz vermişti, “mağdur edilmeyeceksiniz” diye. 4 yıldır perişanız
34 yaşındaki oğlumu bu alacak peşine koşmaktan kazada kaybettim. 3 aile 16 nüfus, son derece mağduruz. Bu ödemelere güvenerek çekler kestim, alış veriş yaptım onlara yemek pişirdim ve şimdi haciz ve icra takiplerim başladı. Ben ve çalışanlarım, ailelerimiz yok oluşa doğru gidiyoruz. Bankalardan kredi kullanamıyorum Ben alın terimi istiyorum yardım değil.

Bu bir alacak verecek meselesi değil. İlgili kişiler, sözde ilgili bakanlardan güç aldıklarını söyleyerek emeğimize ekmeğimize
göz koymuşlar. Hileli iflaslar ile, Yargıtay bozduğu halde ödememekteler ve bizler icralarla yok oluyoruz. ALLAH AŞKINA İMDAT!”


Acıyı bal eyleyenler
Tariş eylemini bilir ya da hatırlar mısınız?
12 Eylül’ün hemen öncesinde.. Yani, bugünlerde öve öve bitiremedikleri Demirel döneminde.. Ekonomik ve sosyal hakları için mücadele eden Tariş işçileri, benzeri görülmemiş bir baskıyla karşılaşmıştı. O baskının son halkasında da, yüzlerce işçinin gözaltına alınması vardı.
CHP İzmir Milletvekili Musa Çam, işte o günlerden bugünlere geldi. İçinden çıktığı sınıfı hiç unutmadan.. İlkelerinden asla taviz vermeden. Nitekim, yeni Meclis’e bu kıyafetle geldi. Üzerinde Gezi tişörtü.. Elinde Somalı madencinin baretiyle..
Adam gibi adam. Vesselam!

Önceki ve Sonraki Yazılar