Halaçoğlu skandalı

Bugün ayrıntılarını verdiğimiz Gezici Araştırma’nın son anketinin de ortaya koyduğu gibi, seçim sonuçları net bir şekilde AKP’siz bir hükümete işaret ediyor.

Ancak MHP bu mesajı bir türlü anlamak istemiyor. Gerçeği ırkçı önyargılarına kurban ediyor.

Dahası, MHP’nin kimi göstermelik koşullarla, Meclis Başkanlığı’ndan sonra iktidarı da AKP’ye ikram edeceği anlaşılıyor.

MHP tam olarak bir siyasal ve tarihsel kavşakta duruyor. Bu parti ya geleneksel faşist çekirdeğine doğru daralarak küçülecek ve yeniden marjinal bir parti olacak ya da radikal bile olsa milliyetçi sağ bir parti kimliğiyle yoluna devam edecek.

Birincisinin oy bandı yüzde 4-7, ikincisinin oy marjı ise yüzde 20-25 civarındadır. MHP’nin durduğu kavşak budur.

Öyle anlaşılıyor ki, MHP birinci yolu seçecek. Ülkücüleri sokaktan çektiği için övülen, parti örgütünü ülkücü mafya çetelerinden temizlediği belirtilen MHP lideri Devlet Bahçeli’nin dün Hürriyet’te yayımlanan röportajı bu tercihi gösteriyor.

Bu anlamda MHP tam da “fıtratına” uygun işler yapıyor. Grup Başkanvekili Yusuf Halaçoğlu, Türkiye nüfusunun yüzde 25’inin oyunu alan CHP için “dinsiz” ve “inançsız” diyebiliyor.

Bu skandalın ortaya koyduğu gerçek şudur; gerçekte MHP, AKP’ye göre daha sağda yer alan fanatik bir partidir.

Bu partiye, “barajı geçsin” diye oy veren CHP’li ya da cumhuriyetçiler, bir daha böyle hata yapmamalı, bir istatistik uzmanı gibi davranmak yerine, bilinçli bir seçmen gibi hareket etmelidir.

Yapılması gereken şey, MHP gibi ırkçılığa savrulmaya hazır ve kasaba yobazlarının koltuk değneği olmaya teşne bir partiye oy vermek değil, barajın kaldırılması için mücadele etmektir.

MHP nasıl bir siyasal hareket olacağına bir karar vermelidir. Verecekleri kararın niteliğini, MHP yönetiminin Yusuf Halaçoğlu gibi kendisini bilmez bir meczup hakkındaki tutumlarından anlayacağız.

Önceki ve Sonraki Yazılar