Mustafa Ülkü Caner

Mustafa Ülkü Caner

“Halk dalkavukluğundan üye dalkavukluğuna ”

Bu makalenin adı “sağlıklı parti, doğru önseçim!” de olabilirdi !

Lütfen hemen ayağa kalkıp , düşünmeden söylenmeye başlamayın.

Hele bir sakince önce okuyun, inceleyin, düşünün ve sonra eleştirecekseniz , eleştirin.

Hani kaba, hemen hepsi cahil çoğunluk vardır ya!

Tek başına bir anlamı olmaz o kalabalığın.

Ancak iyi bir iskelet, beyin ve hafızayla gerçek bir insan topluluğuna dönüşen bir olgudur o kalabalık!

İşte maalesef insanlık halen o safhada!

Çoğu aydın korkarak bu kalabalığı kendine ve vicdanına siper eder.

“Ama halk böyle istiyor, ne yapayım halk haklıdır, halk çoğunluktur, ne derse haklıdır “ gibi “çoğunluk doğrudur” mantığı çağdaş toplumlarda pek prim yapmaz.

Örneğin, Alman Anayasası 1. Maddesi “İnsanlık onuru dokunulmazdır” der. Şimdi alman halkının %99 u bile bunu değiştiremez!

Aslında en azından uzun bir müddet daha dünyadaki toplumlar maalesef olumlu vizyon, vicdan, akıl, hafıza ve bilgiden oluşan bu iskelet olmadan sadece edilgen ve hatta bazen kötü liderlerle tehlikeli kalabalıklar haline geldiler, gelirler ve gelecekler…

Bu tip kalabalıkların en iyi ihtimalle birazcık toplumsal vicdanları olabilir , ki bunun da garantisi yok.

İşte gün, bunlara öncü olması gereken kadroların kendilerini bu cehaletin arkasına saklama zamanı değil.

Bir düşünsenize Kurtuluş Savaşı günlerini

Ülke nüfusu çok az sayıdaki aydın, asker ve efeler dışındaki büyük çaresiz yığın kalabalık cehalet ve çaresizlik içinde teslimiyet ruhu yığıntısının vücuda dökülmüş hali değil miydi?

Ancak örgütlü, cesaretli, hedefli ve amaçlı bir kadro, Atatürk gibi bir lider öncülüğünde bu yığın veya güruhu ayağa kaldırdı.

Ona iskelet, beyin, hafıza ve vicdan oldu.

Durum aynı gözükmüyor mu?

Onun için gecikmeksizin Ana Muhalefet başta olmak üzere tüm muhalefetin örgütlü, düşünen, hafıza, vicdan ve akıl olan bir yapılanma haline gelmesi gerekmektedir.

Tüm iyiniyetli düşüncelere rağmen tüm üyelerle önseçim kulağa paradoks da gelse aslında sağlıklı bir parti örgütü oluşmasını engelleyecektir.

Zira bu şekilde parti parti değil, hafızasız, iskeletsiz, hatta vicdan fukaralığı çeken akıl dışı bir yığın, kalabalık veya güruh olacaktır.

***

Önümüzdeki şu 3 ay CHP ‘nin kendi içine dönük tartışma zamanı değil.

Bunu biliyoruz.

Yine yarınlarımızı, yıllarımızı güven ve özgüvenimizi ihtiras ve kısır hesaplara feda ettik…

Bu makale de sadece nasıl sonuçlanırsa sonuçlansın seçimden sonra Nisan 2019 da her hâlükârda tartışılıp yapılması gerektiğini düşündüklerimi kısaca sıralamaktan ibaret.

Temel düzeltilmesi gereken konulardan birisi şu meşhur

Delege sistemi.

Delege sistemi tamamıyla yanlış bir sistem midir?

Yoksa köylü kurnazlığı ile tüm dünyada gayet başarılı şekilde yürütülen bu sistemin ırzına geçmenin üstünü başka hoş, ama boş yöntemlerle örtmeye mi çalışıyoruz.

Peki, seçimlerde adayların belirlenmesi nasıl olmalıdır?

Bunu bir sonraki makalede açıklamaya devam edeyim

Önceki ve Sonraki Yazılar