Hangi Pazar: Organik, ekoloji?

Marmaris Yerel Tohum- Temiz Gıda Pazarı 22 Ekimde açıldı.
Marmaris’te Kapalı Pazar denilen yerde aynı gün kurulan köylü pazarının içinde ayrı bir bölüm olarak her pazar açılıyor.
Marmaris Belediyesi destekliyor.
Yerel Tohum Derneği Marmaris Temsilciliği, Marmaris Kent Konseyi öncülük etti.
Pınar Ünlü, Sema Güner, Oya İşleyen, Derya Ön ve daha birçok kişinin çabaları ile bu pazar gerçekleşti.
Pazarı oluşturan altı köylü ve iki kentli var.
Kentlilerden biri ekmek vb. unlu ürünler, diğeri de kırmızı solucan gübresi üretip satıyor.
Köylülerin ürünleri daha önce analize gönderildi. Hiçbirinde tarım ilacı bulunmadı.
Yerel tohumlar kullanılıyor.
Ürünler lezzetli.
Çiftçilerle konuştum.
Gayet bilinçliler.
Ev yapımı ilaçları biliyorlar ve kullanıyorlar.
Kimyasal gübreleri de kullanmıyorlar.
Tarım ilaçlarına (zehir) para vermek zorunda kalmıyorlar.
Bundan daha önemlisi kendilerini de bu zehirlerden uzak tutmuş oluyorlar.
Buna da çok önem veriyorlar.
Ürünlerin fiyatları ekmek hariç gayet makul (Ekmek için unun fiyatı yüksek sanırım. Bu sorun da yerel alım ile çözülebilir)
Şüphesiz ürün fiyatları bu pazar dışındaki ürünlerden biraz yüksek.
Ancak süpermarketlerde zaman zaman bulunan organik ürünlerdeki gibi dört beş misli hiç değil.
Bu da çiftçilere bir destek oluyor.
Böylelikle çiftçiler endüstriyel tarım (tarım ilaçlı, kimyasal gübreli, hibrit tohumlu) yapan çiftçilerden daha iyi kazanabiliyorlar.

Pazarın adı Yerel Tohum- Temiz Gıda Pazarı olarak konulmuş.
Bir de organik pazarlar var.
Organik pazar adı konulan pazarlarda organik kanunu uyarınca ürünlerin özel sertifikasyon şirketlerince denetlenmesi gerekiyor.
Bu da küçük çiftçiler için fazla bir masraf oluyor.
Organik pazarlarda aracılar da bulunmakta.
Bazı pazarlarda aracılar küçük çiftçileri bazı yöntemlerle uzaklaştırdılar.
Bu ve benzeri nedenlerle organik pazarlarda fiyatlar genellikle çok yüksek.
Bodrum Ekolojik Pazar, Marmaris Yerel Tohum-Temiz Gıda Pazarı, Foça Yeryüzü Pazarı, Şile Yeryüzü Pazarı ve
Fethiye’deki köy pazarı içindeki yerel tohum kullanan üreticilerin oluşturduğu pazarlarda ise fiyatlar daha makul.
Sadece çiftçiler ve ekmek, turşu, reçel vb. şeyleri yapan zanaatkârlar bulunuyor.
Organik pazarlarda ise katılan çiftçileri denetleyen şirketlere parasını veren tabii çiftçiler.
Bu durum objektif bir kontrol konusunda şüpheler yaratıyor.
Bazı aracıların dışardan endüstriyel ürünler de kattıklarını bana anlattılar.
Bazı aracıların ise kendilerine mal gönderen organik ürün üreticilerinin paralarını ödemediklerini de duydum.
Bu ve benzeri nedenlerle organik pazarlar pek devamlı olamıyor.
İzmir’de Bostanlı Organik Pazarının çok az müşterisi var. Şüphesiz tüketicilerin güvendikleri çiftçilerden ürün almaları, fiyatları karşılayabiliyorlarsa, zehirli ürünleri tüketmelerine göre daha akılcı. Ancak tüketicilerin bu konuda da
akılcı davranabildikleri söylenemez. Bütçesi yeterli tüketicilerin çoğu, bile bile zehirli ürünleri tüketiyor ve organik pazarlara gitmiyorlar. Tüketicilerin rasyonel davrandıkları varsayımının doğru olmadığı davranışsal ekonomi denilen alanda çalışan uzmanlarca açıklanmaktadır.
Organik pazarların dışındaki bu yeni pazarlarda hiçbir denetleme olmadığı zannedilmesin.
Bunların izlediği denetleme sistemine katılımcı sertifikasyon (veya katılımcı onay sistemi) denilmektedir.
Bu pazarlarda tüketiciler ve üreticiler bir birlik oluşturmaktadırlar.
Bazen Marmaris’te olduğu gibi analiz de yapılmaktadır.
Ancak analizler pahalıdır.
Şirketlerce yapılan sertifikasyon sisteminde analiz paraları da çiftçilerce ödenmektedirler.
Sertifikasyon şirketlerinin kârı da söz konusudur.
Katılımcı onay sisteminde çiftçiler pazar organizasyonunu yapanlarca ziyaret edilmekte, izlenmektedir.
Bitkilerin durumundan tarım ilacı kullanılıp kullanılmadığı anlaşılmaktadır.
Bazen buna da gerek kalmıyor.
Sattığı ürünü bahçesinde gösteremeyen çiftçi bunu muhtemelen zehir kullanan başka çiftçilerden alıyordur.
Bu pazarlardan birinde açıkça anlaşılan hibrit mısırları satmak isteyen bir üretici pazardan çıkarıldı.
Gıda gruplarına ürün veren bir çiftçi ise birkaç ürünü bahçesinde gösteremedi.
Bunlar sistemden uzaklaştırıldılar.
Kısacası bu yeni pazarlar hem çiftçi hem de tüketici haklarını koruyor, hem de doğanın korunmasını gerçekleştiriyor.
Gerek ekolojik girdiler kullanılması gerekse de daha yakın yerlerden ürünlerin gelmesi nedenleri ile ekolojik ayak izi küçük olmaktadır.
Birçok belediyemiz (özellikle sakin şehir modelini takip edenler) köylü pazarları oluşturdular.
Bunlar sosyal açıdan iyi.
Ancak ürünlerin zehir içermesi sorunu devam ediyor.
Çiftçiler tarım ilaçları, gübre ve şirket tohumları veya fidelerine yüksek değerler ödüyorlar.
Bu pazarları destekleyelim, yenilerini kuralım.

Önceki ve Sonraki Yazılar