Havale mi olsun nakit mi?

Hikaye hep aynı, ani bir telefon, kimlik bilgileri, telefon numaraları “teröristler” tarafından ele geçirilmiş...

Fonda telsiz sesleri, “doğrudur”lu, “amirimli” konuşmalar...
Teröristler hesapları boşaltmak üzere, neyse ki “terörle mücadele” yetişiyor...

Bankada ne kadar para varsa başka bir hesaba gönderilmeli ya da hepsi nakit olarak çekilip bir poşete tıkıştırıldıktan sonra tarif edilen çöp sepetine bırakılmalı...

Polis her şeyi izleyecek ve teröristleri enseleyecek.
Devlete faydalı vatandaş hızla banka hesaplarını, hatta kredi kartlarını boşaltır, ve her şeyin üzerine bir bardak soğuk su içer...
Telefon dolandırıcıları, “alocular”, en az altı yedi yıldan bu yana bu numarayla geçinip gidiyor. Söğüşlenen para devlet ihaleleriyle karşılaştırıldığında devede kulak olsa da ciddi...

Peki gerçekten ülkede bu kadar aptal demeyelim ama “saf” insan var mı?
Memlekette protein eksikliği çekecek son insan Prof. Canan Karatay bile 50 bin Amerikan dolarını ve 10 bin Türk lirasını iki ayrı pakete koyup, bir çöp sepetine bırakmadı mı?

Asıl mesele bu güne kadar “terörle mücadele”altında yapılan sorgusuz sualsiz işlerin yarattığı korku olmasın?

Herkes biliyor ki Türkiye'de işler Emniyet Genel Müdürlüğü'nün SMS mesajlarında yaydığı “Asker, polis, savcı sizden para istemez” şiarında olduğu gibi yürümüyor...
Polis kimliği ve üniformayla yapılan dolandırıcılıkların ardında “sorgulanamaz pervasızlık” var.

Yollardaki emniyet şeridinde mavi kırmızı lambalar ve kötü bir kurbağa sesine benzer sirenler kullananlar aynı pervasızlıktan yararlanıyor.
Adi vakalarda bile herkesin gözü önünde yapılan fütursuzluk, “terörle mücadele” başlığı altında akıl almaz bir noktaya evriliyor.

Süleyman Demirel'in veciz cümlesindeki sıkıntı sürüyor; SEK'in özelleştirilmesi, hayvancılığın çökertilmesi gibi gelişmelerden sonra sabaha karşı gelenin sütçüden başkası olması ihtimali çok yüksek...

Güneydoğuda ve kapıya “Beyaz Toros” dayanmıyorsa, bunun nedeni demokrasinin gelişmesi değil, Toros'un artık üretimden ve satıştan çekilmiş olması...
Mercan'da satılan polis yelekleriyle kaçırılıp öldürülenlerin failleri hala “meçhul”.

Hükümetle ihtilafın derecesine bağlı olarak telefonu dinleyen, mailleri izleyen, polis de olabilir, jandarma da istihbarat teşkilatı da...
Gezi Protestolarını hatırlayalım; öldürülenler, gözü çıkarılanlar, akıl almaz biçimde dövülüp, öldü diye bırakılanlar... Ve hapis cezası alan sadece iki polis memuru...

Hepsi bu.
Bütün bunlar yaşanırken fondaki telsiz cayırtılarına eşlik eden kaba bir ses tonu ile arandığınızda ne yaparsınız?
Havale mi? Nakit mi?

Önceki ve Sonraki Yazılar