Hayırdır paşam!

Seksenli yıllarda Muğla Bodrum’dayım.
Bodrum denince, sanat güneşsiz olur mu hiç?
Paşa lakaplı Zeki Müren.
Milletin de, devletin de unuttuğunu yapan insan.
Yani servetini eğitim ve Mehmetçiğe veren adam.
Bodrum Penguen Pastanesi’ndeyiz.
Paşa’dan fıkralar dinliyoruz.
Bir ara paşa dedi ki, Çocuklar fıkrayı geçin yaşadığım bir olayı anlatayım sizlere.
Gerisini kendi ağzından yazayım:
Ne yaptın öyle?
Ankara’da iki evim var.
Gürültüden ikisinde de kalamıyorum.
Atatürk Orman Çiftliği’nin tepesinde Marmara Oteli’nde kalmaya başladım.
Malumunuz gündüzleri uyur geceleri yaşarım.
Bir akşamüstü hava almaya çıktım.
Epey yürüdükten sonra tuvaletim geldi.
Dönüp baktım, otel epey yukarıda kalmış.
Hemen oturup kakamı yaptım.
Uzanıp ağaçtan bir yaprak kopardım.
Popomu sildim.
Bu sırada bizim bekçi tosuncuk beni izliyormuş.
-Hayırdır paşam ne yaptın öyle
-Ne yapayım tosuncuk,
Ete doydu birazda ot yesin
Nasıl ama çocuklar?
Amerikan usulü değil mi?
Yanlışlık var Avrupa, ciddi misin?
AB sosyal araştırmalar merkezi son anketini açıkladı.
Dünyada gülmeye ihtiyacı olan ülkeler arasında Türkiye birinci olmuş.
Suud ikinci
Katar üçüncü
Kuveyt dördüncü.
Neredeyse Ortadoğu da ülke kalmamış.

İtirazım var

Bir kere bizim gülüşümüz ikilidir.
Peşin gülmek,
Veresiye gülmek.
Her türlü sömürüye
Her türlü zamlara
İki rakamlı işsizliğe
İki rakamlı enflasyona
Üç rakamlı dövize
Peşin güleriz.
İlime bilime
Sanata sadakate
Özgürlüğe
Bağımsızlığa
Hele de bu günlerde evete hayıra
Veresiye güleriz.
Ciddi değilsin Avrupa başka kapıya!
Son söz
Et yemektense, ot yemek daha iyidir.
En azından bağırsaklar temizlenir

Önceki ve Sonraki Yazılar