Hayvan terli!

Gece saat 04:48
Çok zorlanıyorum… ne yazacağım konusunda çok fikrim var ancak bir o kadar da öfke, nefret, yılgınlık!
Hiç böyle şeyler yazmamıştım daha evvel. Dahası böyle şeyler pek hissetmemde kimselere karşı.
“Valla ben birşey yapmadım, durup dururken patladı!” denir ya hani, yok o öyle değil. Durup dururken olmaz bu işler. Birilerinin merak edip sorması lazım, o “durup dururken” dediğin yer neresi? Hangi zaman dilimine denk geliyor?
O ‘durup dururken’, aşağı yukarı şu tür aymaz düşünce pratiklerinin  varlığıyla geldiğimiz zaman dilimi olmasın sakın?
‘Kızmıdır kadın mıdır bilmem!’
‘Kadınlar iş aradığı için işsizlik yüksek!’
‘Kızlar okuyunca, erkekler evlenecek kız bulamıyor!’
‘Anası tecavüze uğruyorsa neden çocuk ölüyormuş, anası ölsün!’
‘Tecavüzcü, kürtaj yaptıran tecavüz kurbanından daha masum!’
‘Tecavüze uğrayan doğursun, gerekirse devlet bakar!’
‘Çocuklarınıza çığlık atmayı öğretin!’
Bunları kim söylüyor olabilir?
Bu soruma dünyanın hiçbir coğrafyasında Bakan, Başbakan, Milletvekili, Belediye Başkanı, hele hele İnsan Hakları Komisyon Başkanı cevabını asla vermezler… akıllarına dahi gelmez.
Ve, “yok yahu bu saydıkların, bu coğrafyada bu lafları vallahi de etti tillahi de etti “desem, aklımdan şüphe ederler!
Kurduğunuz düzenin cezasız bıraktığı kahpeler, 20 yaşında bir kadını daha aldı bu dünyadan. Hem de tecavüz ederek! Hem de bıçaklayarak! Hem de yakarak!
Ve siz, ak saçlınızın da işaret ettiği gibi, ‘durup dururken’ öyle bir yere getirdiniz ki haricinizdekileri, Öfkeli! Nefret dolu! Yılgın!
Gece saat 05:26
Çok zorlanıyorum. Azar azar yazabiliyorum. Yok aslında yazıp yazıp siliyorum.
İçimden küfür etmek geçiyor, ben meselemi küfürle halletmedim hiç.
İçimden vurup kırmak geçiyor, ben meselem için kırmadım hiç…hiçbir şeyi.
Öfkem size, nefretim sonuçlarınıza, yılgınlığım gözü kör olmuş oportünist suç ortaklarınıza!
Neredesin Başkan?
Ülkenizde öldürdüğünüz çocukların hesabını vermeden, elin ülkesinde,  yaşanan vahim bir toplu katliama, katliam olduğu için efelenmediğinize, katledilen gençlerin, dinleri üzerinden prim yapmaya çalıştığınıza adı gibi emin artık bu halk!
Geçenlerde de yazdım, niyet okumayın diyenin alnını karışlarım! Geçtik oraları, bu niyetin kitabı ayan beyan ortadadır başından beri, neyi okumayalım!
Bu niyetin kitabının adı;
“Niyet ettim kendim için!” dir.
Suç ortaklarınızın bile artık sizi savunamadığı, savundukça yerin dibine battığı şahsiyetsiz bir dönem bu.
Nitekim, sözde entellektüel, paralı askeriniz dahi, “demokrasi bir trendir istediğimiz durağa gelince ineriz!” sözlerinizi pekiştirmek ve affedilemez tavırlarınızı meşrulaştırmak adına şu ve beteri sözlerini ‘akademik bir analiz’miş gibi satmaya çalışarak acınacak hale düşmüştür!
Etyen Mahçupyan’ın yazısından aslıyla;
“…Nitekim Erdoğan da nötr olarak algıladığı koşullarda daha ziyade ataerkil, rahatladığı ve güven ilişkisinin sağlam olduğu durumlarda demokrat, kendisini tehdit altında hissettiği durumlarda ise otoriter davranabiliyor. “
Buradayım Başkan!
Ama artık yok öyle üç köfte yirmibeş!    Polisinize dahi “Sık ulan sık!” diye zorla zulmettirmeye çalıştığınız döneme girdik.
Tersiylen maruf; Sağcısının da Solcusunun da, kendileri, evlatları, ülkeleri, sevdikleri için
demokrasi, özgürlük ve huzurun ne kadar gerekli olduğunun farkına vardığı ve korkusuzca bunların peşine düştüğü dönemlere yani.
Taleplerimiz lüks değil elzem! Kadın ve çocukların üzerinden ellerini çekecek,  ölülerin bile etnik kimliklerini diline dolamaya cüret edenlere, dersini verecek, aç gözlüleri barındırmayacak, haris pislikleri içinden atacak bir arınma.
Bunları temizleyemeyenlerin değeri de gözümüzde, şu hak tecavüzcülerinin değeri kadardır!
İşine geldiğinde ‘demokrat’ babamda olur!
Ez cümle, havalarda uçuşturdukları mert, cesur, şerefli kavramlarının hakkını veremeyenler, aksi olduğunda, başına geleceklere katlanma erdemine sahip olmayanlar, namertlerin arkasına sığınıp delikanlılık yapanlara tek sözümüz var, “Hayvan terli!”

Önceki ve Sonraki Yazılar