Hazinenin vekâlet ücreti aldatmacası: Çifte vergilendirme

Vergi daireleri aleyhine açılıp kazanılan davaların sonunda, Hukuk Muhakemeleri Kanunu uyarınca, davayı kazanan karşı tarafa ödenmek üzere vekâlet ücretine hükmedilir

1136 sayılı Avukatlık Kanunu uyarınca avukatın hakkı olan ve avukatlara ödenen bu ücretlerin ne kadar olacağı, her sene Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nde belirtilmektedir.

Çoğunlukla maktu olarak belirlenen bu ücretlerin vergi dairelerince ödenmesi esnasında ise usulüne uygun olarak düzenlenmiş serbest meslek makbuzunun avukat tarafından vergi dairesine ibraz edilmesi gerekmektedir.

Karşı taraf olan davalı vergi dairesi tarafından ödenen ve esasen yargılama giderleri arasında sayılan bu meblağların stopaja ve KDV’ye tâbi olup olmayacağı uzun yıllardan beridir tartışmalıdır.

Hukuk uygulayıcılarının büyük kısmı, bir hizmetin karşılığı olarak ödenen bir meblağ olmadığından, davayı kaybeden tarafça ödenen bu ücretlerin KDV’ye ve stopaja tâbi olmadığı görüşünde birleştikleri hâlde, yargı organları, icra edilen serbest mesleğin bir getirisi olduğu için bu ödemelerin de vergilendirilmesi gerektiği yolunda hüküm kurmaktadırlar.

Münferit birkaç içtihat lehte olsa da şu an uygulamada ödenen bu vekâlet ücretleri üzerinden hem stopaj kesintisi yapılmakta hem de KDV alınmaktadır.

Ancak uygulamanın doğru olduğunu kabul etsek bile şu hususa şerh koymak durumundayız:

Vergi daireleri tarafından bu vekâlet ücretleri ödeneceği sırada iki kez KDV alınmakta ve çifte/mükerrer vergilendirme yasak olduğu hâlde haksız tahsilatlar yapılmaktadır.

Bu durumu şu şekilde örneklendirebiliriz:

Yargılamayı yapan mahkemenin, davayı kaybeden vergi dairesince davayı kazanan taraf avukatına 1.000,00 TL karşı taraf vekâ- let ücreti ödemesine karar verildiğini varsayalım.

Normalde brüt olan bu rakam üzerinden, serbest meslek makbuzu düzenleyen avukatın cebine 980,00 TL girmesi ve bunun 180,00 TL’sinin KDV olarak ilgili dönemde Hazine’ye ödemesi gerekir.

Ancak vergi daireleri tarafından, evvela bu 1.000,00 TL üzerinden iç yüzde hesabı ile ilk KDV alınarak 1.000,00 TL’lik brüt rakam 847,45 TL’ye düşürülmekte ve akabinde bu rakam üzerinden makbuz düzenlenmesi istenmektedir.

Avukat tarafından bu meblağ üzerinden düzenlenen serbest meslek makbuzu ile birlikte 830,50 TL tahsil edilmekte ve tahsil edilen bu para üzerinden de 152,54 TL daha KDV ödenmektedir.

Yani bu ödemeden cebine 800,00 TL kalması gereken avukata 694,91 TL ödenmektedir.

Tabi ödeme yapılmadan evvel damga vergisi kesintisi yapıldığını ve ayrıca havale ücreti kesildiğini de ekleyelim.

Vergilendirmenin temel mantığı, bir kazanç üzerinden aynı vergi türünden tek sefer tahsilat yapılmasına dayanmaktadır.

Daha açık bir tanımla, mükerrer vergilendirme yapılmaması gerekir.

Oysa vergi daireleri avukatlara ödenen karşı taraf vekâlet ücretleri üzerinden iki kez KDV keserek yılda milyonlarca liraya ulaşan haksız tahsilatlar yapmaktadır. 

Gerek ulusal mevzuatımız ve gerekse de tarafı olduğumuz uluslararası sözleşmeler çifte vergilendirmenin yasak olduğu üzerinde dikkatle dururken vergi daireleri âdeta saman altından su yürütürcesine ısrarla çifte vergilendirme yasağını delmeye devam etmektedirler.

Vergi Usul Kanunu 117. maddesinde açık olarak şu hükme yer vermektedir:

Verginin mükerrer olması: Aynı vergi kanunun uygulamasında belli bir vergilendirme dönemi için aynı matrah üzerinden bir defadan fazla vergi istenmesi veya alınmasıdır.

Hak ettikleri karşı taraf vekâlet ücretleri üzerinden iki kez KDV ödemek zorunda kalan avukatların, Vergi Usul Kanunu’nda düzenlendiği şekliyle düzeltme başvurusunda bulunması, bundan netice alamamaları hâlinde evvela Maliye Bakanlığı’na şikâyet başvuru yolunu denemesi ve son seçenek olarak da vergi hatası gerekçesiyle yargı yoluna başvurması hâlinde, zamanaşımı süreleri de dikkate alınarak, fazladan ödedikleri KDV’leri tahsil etmeleri olanaklıdır.

Önceki ve Sonraki Yazılar