Haziran'a saldırı mı planlanıyor?

27 Mayıs 2013 gecesi iktidarın emri ile Taksim Gezi Parkını basan iş makinaları Topçu Kışlası adı altında AVM yapmak için ilk kepçeyi vurduğunda yurt çapında isyanın fitilini de ateşledi.
Binlerce genç akın akın Gezi Parkı’na koştu. Bedenlerini yeşile, ağaca, çiçeğe siper ettiler. Çadırlarda sabahlayıp, iktidar talimatlı güvelik güçlerinin ağır baskılarına karşı direndiler...
Çılgına dönen iktidar ve onun silahlı güçleri 29 Mayıs gecesi parkta ağaç nöbeti tutan gençlerin çadırlarını ateşe verdiler. Talimatı bizzat Erdoğan’ın verdiği sonradan anlaşıldı.
Bir grup gencin yeşili koruma çabasına orantısız, insafsız, acımasızca saldırıya tepkiler Türkiye’yi ayağa kaldırdı. Eylemler dalga dalga yayıldı, kitleselleşti. Yüzler bin, binler on bin, on binler yüz bin, yüz binler milyon oldular.
Bardak taşmıştı ve Türkiye’nin her ili “Taksim”di artık... Eylemler “Her yer Taksim her yer direniş” sloganları ile baskıcı iktidara karşı başkaldırıya dönüşmüştü...
Halk “özgürlük” diye haykırıyor; TOMA'lara, plastik mermilere, biber gazına aldırmıyordu...
Sokak direnmeyi seçmiş, Taksim Gezi Parkı’nı 11 yıllık buyurgan iktidara ve onun gözü dönmüş talancılarına teslim etmemişti.
İktidar güçleri Taksim-Haziran direnişine tüm gücü ile saldırdı. 9 genç canından, onlarcası gözünden oldu. 8 bin 163 kişi yaralandı. 6 bin eylemci gözaltına alındı...

***

Dönemin Başbakanı Erdoğan ve iktidar sözcüleri Haziran direnişinden mağduriyet devşirip, eylemleri “iktidarı yıkmaya dönük darbe girişimi” olarak lanse ettiler.
Erdoğan ve kurmayları 2014 Mart'ındaki yerel seçimler ve 10 Ağustos Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde Haziran eylemleri üzerinden mağduru oynamayı, oy avcılığını sürdürdüler.
Gelelim bugüne... Yine bir seçim öncesindeyiz. Var olma savaşı veren AKP’nin “mağduriyet portföyü” bu kez hayli boş. O nedenle her fırsatı değerlendirip, algılarla oynayıp, korkuları besleyecek mağduriyet alanları yaratmaya çabalıyorlar.

Din, mezhep, etnik kimlik söylemlerini kaşıyıp, her türlü provokasyonu seçim meydanlarında dillerine doluyorlar...
Ankara’nın derin kulislerinde konuşulan seçim öncesi “Haziran’a saldırı” iddiası tam da bu noktada önem kazanıyor. Zira, 7’sindeki genel seçim Haziran direnişinin yıldönümüne rastlıyor.
Gelecek haftadan itibaren yapılması beklenen yıldönümü eylemlerinin, yaşamını yitirenleri anma etkinliklerinin bilinçli olarak provoke edileceği, Yeni Güvenlik Yasası’na dayanılarak iki yıl öncekini katlayacak ağır müdahalelerin yapılacağı ileri sürülüyor.
Kaynaklarım bunun altyapısının hazırlandığını savlarken, Bakanlar Kurulu’nda ele alınan “seçim güvenliği raporunu” anımsatıyorlar.
Saray’da Erdoğan başkanlığında 20 Nisan’da toplanan Bakanlar Kurulu gündemine gelen “güvenlik raporunda” Birleşik Haziran Hareketi “tehdit unsuru” sayılmış, “ülke genelinde Gezi olayları benzeri eylem ve etkinlik başlatabileceği” ileri sürülmüştü.
Son günlerde güvenlik birimlerinin gaz bombası ve plastik mermi stoku yaptığına dair bilgiler de geliyordu... Emniyet’in 2014’de 5 milyon adete yakın biber gazı, 300 bin adet gaz bombası, 2 milyon adet gaz fişeği alım ihalesi gerçekleştirdiği biliniyordu...
İddia vahim ve doğru ise de büyük bir çaresizliği ifade ediyor...

***

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Davutoğlu’nun performansını yeterli görmedi, panik halinde meydan meydan dolaşıyor, partisine oy istiyor, muhalefeti kötülüyor.
İktidarın kamuoyuna açıklamadığı yandaş anketler bile AKP’yi en çok 40-42’lerde gösteriyor. Yapılan simülasyonlar HDP’nin barajı aşması halinde AKP’nin iktidarı yitireceğini ortaya koyuyor.
Bizzat Saray danışmanları, AKP’li kurmaylar koalisyon hesapları yapıyor, azınlık hükümeti kurabileceklerini açıklıyor.
AKP’deki telaş artık gizlenemiyor. Saray da endişe ve gerginliği yansıtmaya başladı.

Erdoğan önceki gün Saray holünde yandaş gazetecisine “Anadolu’da birçok yerde arkadaşlarımdan aldığım bilgi şu; bir sükunet, rehavet var. Partilerin örgütlerinde de var, vatandaş da ilgisizlik var diyorlar. Bu ilgisizlik nasıl bir netice doğuracak onu bilemiyoruz. Arkadaşlar kamuoyu araştırmalarını benim de önüme getiriyorlar oradan işleri takip ediyorum. Son ana kadar sürprizlerle dolu bir seçim olacak” diyordu...
Mağduriyet oyununu 9 seçimdir başarı ile oynadılar. Yeniden denemeleri şaşırtır mı? Ne yapsa erimeyi önleyemeyen iktidar, seçim arifesinde yeni bir mağduriyet uğruna Gezi'nin yıldönümüne müdahale edip, sokakları savaş alanına çevirebilir mi?
Anlaşılan bu kez pabuç pahalı ve AKP, iktidarı yitirmemek uğruna her yöntemi deneyebilecek bir görüntü veriyor...

Önceki ve Sonraki Yazılar