24 Haziran seçimlerine yaklaşıyoruz.
Cumhurbaşkanlığının 2’nci tura kalacağı netleşti.
AKP+MHP+BBP seçmeninden Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığını tercih edenlerin oranı yüzde 50+1’e ulaşamıyor. Kaldı ki, yurttaş duyarlılığı böyle devam ederse 25 Haziran’da Cumhur ittifakı oylarını gördüğümüzde mızrak çuvala sığmazken bunu görenlerin şaşırtıcı çoğunluğuna tanık olacağız.
…
Gelelim münafıklara;
Cumhur ittifakı “ruhu” ile Erdoğan’ı tercih edip, genel seçimde kendi partilerine sadık kalan “münafıklar” parlamento aritmetiğini belirleyecekler.
Erdoğan’ın bu tanımından yola çıkınca Cumhur İttifakına AKP+Münafıklar demek çok yanlış olmayacaktır.
Türkiye’nin İYİ’liği için siyasi mücadeleyi sürdürenlere FETÖ yaftalaması imasında bulunan hatta açıkça itham eden Bahçeli de…
Cumhurbaşkanı olarak Erdoğan’ı tercih etse de genel seçim tercihlerinde MHP’ye oy verirse, Erdoğan’ın literatürüne göre “münafık” olarak tarihteki yerini alacaktır.
Oysa bunlara hiç gerek yoktu; MHP ve BBP dürüstçe AKP’ye ilhak olarak seçmenlerini münafıklıktan kurtarabilirlerdi.
…
Gelelim HDP’ye;
7 Haziran seçimlerindeki seçmen tercihinin devam ettiğini düşündüğünüzde baraj sorunu olmadığını anlayabilirsiniz.
Ne var ki, muhalif yanına rağmen ittifakın yıpranmaması için tek başına hareket etme kararı alan HDP, toplumdan tepki alan söylemlerini terk ederek seçimdeki barajı geçme iddiasını sürdürüyor.
Kasım seçimlerinde HAYIR bloğunda oluşan bilinçle HDP’nin barajı aşarak AKP’nin oyununu bozmak için diğer parti seçmenlerinin HDP’ye oy vererek farklı bir duyarlılık gösterdiğini gördük.
İttifakları, siyasi partilerin bir araya gelerek oluşturduğu bir birliktelik olarak değil, seçmenlerin duyarlılığı ile oluşan bir “tarafgirlik” olarak düşünürsek; HDP barajı aşamadığında AKP’nin haksız olarak 70 milletvekili fazladan alacağını hesaplayabiliriz.
HDP’nin baraj sorunu var mı dersiniz?