Süleyman Karan

Süleyman Karan

Her şey güzel, iyi ve demokratik olsun diye

Pazar günü İYİ Parti Şişli İlçe Teşkilatı’nın bir alışveriş merkezi önünde açtığı seçim çadırı oldukça hareketliydi. Sebebi İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in standı ziyaret edecek olmasıydı. Belki çok kalabalık değildi ama çok coşkulu olduğunu söyleyebilirim. Bir şey daha söylemem gerek, Millet İttifakı’nın mayası tam anlamıyla tutmuş. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’dan çalınan koltuğu geri almak için canla başla ve içten çalışıyorlar. Bir CHP’li nasıl çalışıyorsa onlar da öyle... Aynı durum, 31 Mart Yerel Seçimleri öncesinde de böyleydi, sadece büyükşehir için değil o dönemde CHP Şişli Belediye Başkanı Adayı Muammer Keskin’e verdikleri destek de benzer şekildeydi. Aynı şekilde İstanbul İttifakı’nın mayası da gayet sağlam. HDP de aynı şekilde Ekrem İmamoğlu’na desteğini sahada veriyor.

FARKLI AMA ORTAK
Derler ya, “Bir musibet bin nasihatten iyidir”, şimdi AKP ve MHP denen iki musibetin ortaklığı sebebiyle, muhalefet her zamankinden çok daha konsolide ve aynı zamanda partilerin yönetiminden tabanına, karşılıklı önyargılar asgariye inmiş durumda. Bu seçim sonuçları ne olursa olsun, bu yoz, gerici, faşizan iktidarın çok uzun süre iktidarda kalamayacağının da göstergelerinden biri kanımca. Sadece AKP-MHP denen ifrit ittifakından kurtulmakla sınırlı değil ama bu gelişme. Bu aynı zamanda gelecekte, Türkiye’de şahane olmasa da daha gelişkin bir demokrasinin temellerini atabilecek bir anlayışın oluşmasına da yardımcı olacak. Zira farklı ideolojiler ve hedeflere sahip üç büyük ve pek çok irili ufaklı partinin yönetimleri ve tabanları, hiç olmadığı kadar at gözlüklerini bir kenara bırakmış, birbirini anlamaya açık bir ruh hali ve bilinçte. Bu Türkiye için çok önemli bir kazanım.

BİRLİKTE YENİDEN İNŞA ETMEK
Ne zaman ki Türkiye’yi uçurumun kenarına getiren bu iktidar çekip gidecek, işte o zaman demokrasi güçlerinin ortak hedefler doğrultusunda uzlaşarak Türkiye’de sadece devleti, ekonomiyi, dış politikayı, eğitimi ve hemen her şeyi yıkıntılarından yeniden inşa etmesi gerekecek. Ama bundan da önemlisi, bu millet düşmanlarının bu milleti kutuplaştırmak için zehirledikleri bu toprakları temizlemek şart olacak. Bir kez daha din ve ırk bezirganları tarafından bu ülkenin kirletilememesi için, en önemli görev işte bu. Ve ilk kez 31 Mart Yerel Seçimleri öncesinde muhalefet bu olgunluğa erişmiş görünüyor.

TABANLAR BİRBİRİNE DEĞERSE...
Bu gelinen noktayı daha da ileri taşımak, demokratik bir Türkiye’yi hep birlikte inşa etmek için sadece seçim süreçlerinde parti tabanlarının temas etmesi yeterli değil. Daha önce de denenmiş ve şimdi de yeniden kurulmaya başlayan yerel meclislerde tüm parti tabanları ve partili partisiz yurttaşlar bir arada, hem ülkenin hem de o ilçenin sorunlarına sahip çıkarak bu birlikteliği ve bir hedef doğrultusunda bir arada tüm farklarına rağmen hareketlenmeyi başarırsa, işte o zaman Türkiye gelecekte bambaşka bir siyasi kültüre de sahip olacak. Farklılıklara rağmen bir arada olanlar, farklılıklara saygılı ve çağdaş bir ülke yaratabilir ancak. İşte şimdi bu imkan var gibi görünüyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar