Herkes haddini bilmeli!

Seçim sath-ı maili’ne (seçim eğik düzlemi) girildi ya… Ortalık bayağı şenlendi. Seçimin gözdesi AKP… İktidar partisi AKP; devlet bürokrasisinin cazibe merkezi… Neredeyse, işini gücünü bırakan herkes milletvekili adayı… İkinci sırada CHP var, ardından MHP geliyor…HDP’nin kapısında sürpriz isimler var.
Tek tek inceleme şansım olmadı… Kaldı ki daha adaylar netleşmiş de değil. AKP, merkezden belirleyecek adayları. MHP de öyle…

CHP, seçim bölgelerinin çoğunluğunda örgütüne danışarak, ön seçim yaparak listesini hazırlayacak. HDP’nin hangi yöntemi izleyeceğini henüz bilmiyoruz. Zira, ilk kez parti olarak seçime girmeye hazırlanıyor…

***

Demokrasi bu… Elbetteki herkes milletvekili adayı olma hakkına sahiptir… Sahiptir ama her önüne gelen aday olmalı mıdır acaba?
Bu sorunun yanıtını verecek olan, bu göreve talip olanlardır. Milletvekili olmak isteyenler, kendisiyle hesaplaşmalı. Başkalarının değer yargıları bir yana; bu arkadaşlar kendi kendine sormalı; yetkin miyim, yeterli miyim, deneyimim var mı, birikim ve bilgi sahibi miyim, temsiliyetim nasıl? En önemlisi ise, yaptığı işte başarılı mı değil mi? Kendi işinde ya da mesleğinde herhangi bir yaratısı olmayanların milletin vekilliğine talip olma hakları olmamalı. Allah aşkına; mesleki hiçbir becerisi, yaratısı ve başarısı olmayan biri milletin hangi sorununu çözebilir?
Bu kriterleri koyduğunda hemen itiraz geliyor. Hemen hemen aynı değerlendirmeyle savunmaya geçiyorlar; “Ne yani; onlar yapıyor da ben niye yapamayayım? Benim neyim eksik?”. Kötü örnek emsal teşkil etmez, demeye kalmıyor, hemen burun kıvırıp bir de küsüyorlar.

***

Hayır; kardeşim! Milletvekilliği öyle herkesin yapabileceği iş değildir. TBMM, “kart vizit adresi” olamaz, olmamalıdır. İki kelimeyi bir araya getirip, edecek sözü olmayan, “kurşun asker gibi” kol kaldırıp indiren, kişiliksiz, silik adamların vekilliğine bu milletin ihtiyacı yoktur. Toplumun önünde lokomotif görevi üstlenecek, birikim sahibi, bilgili, yetkin, deneyimli, vizyon ve vicdan sahibi, namuslu dürüst insanlar gereklidir. Bu bakımdan herkes haddini bilmelidir. Dahası ne bilmediğini bilmelidir, siyasetle uğraşanlar.
Hiç kimseyi aşağılamak gibi bir niyetim yok. Dedim ya; demokratik bir haktır, herkes vekilliğine talip olabilir. Ama el insaf! Muhtarlık seçimlerinde kapasitesi ancak ihtiyar heyeti üyeliğine yetenler de olmamalıdır.
Siyaset yapanlar kendilerine bir hedef koymalıdır. Ya yerel siyaset yapacak ya da genel… Birinde başarılı olamayınca diğerine yönelmek, siyaseti de parti bürokrasilerini de tıkar ve kısırlaştırır. Aynı isimler; bir gün parti delegeliğine, ertesi gün il ya da ilçe başkanlığına, ardından belediye meclis üyeliği veya belediye başkanlığına, olmadı; milletvekili adaylığına talip olursa, diğer partililer ne yapacak? Onlar nereye aday olacak? Böyle bir haksızlık, ilkesizlik ve tutarsızlık olabilir mi?
Bu nedenledir ki bir kez daha yineleme gereği duyuyorum; siyasette herkes haddini bilmeli. Buna mevcut siyasetçiler de siyaset yapmak isteyenler de dahil.

Önceki ve Sonraki Yazılar