Ah şu yabancı futbolcular

Geçtiğimiz cumartesi gecesi elim bir kaza sonucu aramızdan ayrılan değerli kardeşim ve dostum Sabahattin İspirli’yi anmak istiyorum.

Emirgan Spor Kulübü’nde 16 yaşındayken başlayan futbolculuk kariyerine Galata, Karagümrük, Galatasaray, Erzurumspor, PTT, Bakırköy, Feriköy, Aydınspor ve Çengelköy’de devam eden İspirli, o zamanki adıyla 2. Türkiye Ligi’nde defalarca gol krallığı yaşamış, sonrasında Türk Futboluna Teknik Direktör olarak hizmete devam etmiştir.

Son olarak Bakırköyspor’u eski başarılı yıllarına döndürme çalışmalarını sürdürürken talihsiz bir kazayla bizlere veda etmiştir.

Yakınlarına sabırlar dilerim. Işıklar içinde yatsın...

Ve günümüzün konusu…

Futbolumuzun çöküşünde ‘yabancı’ futbolcuların etkisi…

Son yıllarda takımlarımızın ilk onbirlerinde 6,yedek kulübesinde 2, tribünde de 2’ye çıkartılan yabancı oyuncu kuralı, Ulusal Takıma kaliteli oyuncu yetiştirememe sonucunu doğurdu.

Dünya futbol piyasasında 1. sınıf yıldız oyuncuların değeri 40-80 milyon Avro sınırlarında dolaşırken, bir alt kategoridekiler 20-40, daha altındakiler ise 10-20 milyon Avro’ya alıcı buluyor.

Oysa bizim kulüplerimiz daha düşük bedellerle yabancı oyuncuları transfer ediyorlar; yani başka bir deyişle 4. sınıf futbolcuları getiriyorlar.

Bu bir tespittir ve sorgulanmalıdır..

Böyle bir çarpık sistemde Ulusal Takım’a üst düzey yetenek ve maç tecrübesi olan oyuncular kazandırılamaz, kulüp takımlarımız da Avrupa Kupaları’nda başarılara imza atamaz..

Kendimizi kandırmaktan vazgeçelim…

Peki bu sorunun çözümü nedir? Yazalım…

a- Öncelikle yabancı futbolcu kontenjanı sınırlandırılmalı ve yaş, kariyer gibi kriterler getirilmelidir.

b- Kulüpler kendi bünyelerinde ‘marketing departmanı’ oluşturmalı, böylelikle menajerlere ödenen büyük rakamların önüne geçmelidir.

c- Tüm takımlara 18 kişilik kadrolarında, Süper Lig’de minimum 3, alt liglerde ise 4 veya 5, alt yapılarından yetişen 21 yaş altı oyuncu bulundurma zorunluluğu getirilmelidir. Bu bağlamda kulüpler ‘scouting’ kadrolarını çok profesyonel kişilerden oluşturmalıdırlar...(Scouting kadrolarında arama tarama ile birlikte yetiştiricilik özelliği olan isimler de bulunmalı)
Ancak bu ve bunun gibi kararların uygulanmasıyla kulüp takımlarımız Avrupa’da başarıyı orta vadede yakalayabilirler.
Uzun vadede de ulusal takımlarımız arzu edilen standarda ulaşabilir.

Aslında bu çözüm önerileri önceleri çok dile getirildi, ama uygulanamadı. Futbolda sanayi devrimlerini çoktan gerçekleştirmiş ülkelerin kulüplerini kötü taklit ederek, popülist yaklaşımlarla yılları tükettik, sonuç da ortada.

Başta Spor Bakanlığı olmak üzere Futbol Federasyonuna çok iş düştüğü gibi, medya, Kulüpler Birliği, antrenör dernekleri ve sorumlu herkes konunun önemini ‘nihayet’ anlamalıdırlar.

Ülkemizin zor kazanılan paralarının heba edilmesi önlenmeli, futbolumuz kötü yazgısından kurtarılmalıdır.

Önceki ve Sonraki Yazılar