Süleyman Karan

Süleyman Karan

Hindi kadar yavan ama eğlence yine de tavan!..

Aman ne güzel oldu, kar da yağmaya başladı.
Artık yılbaşı eğlencesi dört dörtlük olacak.
Kredi kartında kalan son kuruşlar da denkleştirilip;
artık dandik bir restoranda da olsa, bir
rezervasyon yapmak gerek... Limitsiz içki olsun
ki, çılgın bir gece yaşansın. Akrabadan değil, dar
arkadaş çevresinden, yıl boyu birbirini çekiştirip,
işyerinde ayağını kaydırmaya çalışılanlardan birikisi
olsun mutlaka, ama orta kademede yöneticilerden
de birkaçı ricayla çağırılıp, gelcek yıla
küçük bir yatırım da unutulmasın. Bu noktada
çiftlerin birbirlerini içki konusunda uyarması şart,
zira doz kaçarsa orta alt kademe yöneticiye hafiften
saydırmak demek, ileride kredi kartı, ev
taksidi ve otomobil kredisi borçlarının ödenmesinde
şart olan işi ve maaşı tehlikeye atar.

Kredi kartıyla ‘kral’


Aman enseyi karartmayın, hemen karalar
bağlamayın, herkese bu gecede kendini mış gibi
gösterme şansı tanınıyor. Gamlanmaya gerek
yok, işyerinde bir altınızdakine, çevrenizde sizden
biraz daha az kazanana, giyiminiz kuşamınız,
hayallerinizle hava atmak için biçilmiş bir
gece yılbaşı eğlencesi! Kestaneli hindi dolması
servis edilirken, üç kuşaktır bu yemeği bilirmiş
gibi davranıp, bir de servis edilene birkaç eleştiri
getirdiniz mi, demeyin keyfinize! Tabii o kadar
para verdiniz, kredi kartından üç taksit bir de,
ne gelirse yiyecekseniz artık o ayrı...

Küresel bir ‘yeni başlangıç’ yanılgısı


Bu yılbaşı geleneği insanlığın bir zaman çizelgesi
bulması gerekliliğinden çıkıyor, tabii her başlangıç
özel olacağından bir kutsiyet atfetmek gerek,
o sebeple de farklı dinlerin ve kültürlerin
farklı yılbaşıları var. Ama genel kabul gören ve
küresel ekonominin de mecbur kıldığı miladi takvim
gereği Katolikler ve Protestenlar dışında dünya
bunu iki kez kutluyor. Bir onlarınkini, bir de
kendilerininkini... Aman yanlış anlamayın, bu zaten
artık küresel bir hikâye yani dinle ilgisi yok,
sadece birkaç gerici dert edinmiş, kalan herkes
öyle ya da böyle kutluyor. Kutlamasa bile yine de
özel bir gün olarak görüp onlarca karar alıyor.

Bugün herkes karar manyağı olur

Mesela o gece masada ne varsa mideye indirmeyi
bir mecburiyet, içki varsa şişenin mutlaka
dibini görmek, deliler gibi eğlenmek zorunda
hissetmek, durduk yere kahkahalar atmakla yeni
bir başlangıç yapmayı aynı geceye sığdırmak ilginç
bir fantezi tabii... Ne bu yeni başlangıç?
Hırs yapıp işyerinde bir kademe üste çıkmak
mesela ya da daha yüksek maaşla rakip işyerine
zıplamak... Bu küresel trend ama yahu farkında
mısınız istihdamda tıkanıklık var! Kilo vermek
mesela... Mümkün ama o zaman hindinin iç pilavını
pas geçseniz ya şimdiden... Ya da artık bir
estetik operasyon geçirmek... Onun için para
denkleştirmek için strese girip doktorluk olmak
da var... En modası tabii ki sigarayı bırakmak,
bunu derken ama bir sigara yakmak, içkiyi azaltmak
belki de ama o gece limitsiz içkiyi dibine
kadar götürmek. ‘Daha çok kitap okumak’ gibi
daha sofistike kararlar alanlar da vardır az da olsa,
ama sormazlar mı “Yahu kardeşim okumak
için karar mı alınır?” diye... Yeni bir sevgili... Niye
geçen yıl adam ya da kadın kıtlığı mı vardı?
Saat 00.00’a denk gelecek selfie çok önemli
tabii... Çılgın eğlencenizi paylaşmalısınız. Hatta
bazıları gibi on, dokuz, sekiz paylaşımları da yapabilirsiniz.
Artık resmen mutlusunuz! Başlangıçta
da “Ya ülke yanıyor, her şey kötüye gidiyor”
gibi bir de yasak savdınız mı, var mı sizden
iyisi! Bir de ölen çocuk fotosu like'ladınız mı duyarlısınız
da zaten. Eğlenmek sizin değil de kimin
hakkı olabilir?

Yorgunluk ve alışkanlık molası

Yani nereden bakarsanız bakın, bu yılbaşı
denen illet, insanı saçma sapan yapıyor. Kendini
kandırmak için bu kadar masraf yapılan başka
bir gün yok. Gizliden gizliye değişimden korkan,
statükonun hafifçe sarsılmasının lafından bile ürken,
istikrar adına her türlü eşitsizliği, yolsuzluğu,
ahlaksızlığı, ikiyüzlülüğü ve onursuzluğu sineye
çekmenin bir günlük molası bu. Patrondan
yenen fırçanın, para yüzünden aile içi kavgaların,
dünya yansa kendi küçük çıkarlarının peşinde
koşmanın sıkıntısıyla alınmaya çalışılan küçük
ve hiçbir zaman uygulanamayacak kararların...
Hadi gelin gerçekten yeni bir yıl deneyelim.
Kendimize basit bir mesela ‘küçük hesaplar’dan,
kişisel çıkarlar ölçeğinde düşünmekten, rutine
uymaktan vazgeçelim. Mesela ‘komşumuz aç
yatıyorsa’ boğazımızdan öyle kolay geçmesin
lokmalar, böyle hafiften empatik olmaya başlayarak
girelim bu yıla...
Bırakalım şu tatsız tuzsuz kestaneli hindi dolmasını,
bırakalım limitsiz içkiyi, bırakalım zorla
'çılgınca' eğlenceyi, hem üç kuruşumuz kalsın cebimizde,
hem de biraz ruhumuz zenginleşsin...
Evsizleri, açları, ülkenin bir köşesinde ölenleri
düşünmekle başlayalım yeni yıla... Yeni bir yıl
görmek istiyorsak, işte size bir karar! Bu kararı
uyguladık mı, emin olun ‘yeni’ bir yıl başlar.
Yüzyılın hastalıklarının nüksetmesine ilaç gibi
gelir.
Yeni kararlar almaya hiç gerek yok. Beyniniz
ve kalbiniz yeter...

Önceki ve Sonraki Yazılar