Mustafa Ülkü Caner

Mustafa Ülkü Caner

“Hişt, hişt, sakin ol”

Değerli sanatçımız Sertab’ın çok eski o şarkısı geldi aklıma , son dönemlerde dış politika konularındaki gelişmeleri gördükçe…

 Dış Politika ile ilgili hışımlı , hakarete varan ve  aşağılayıcı söylem / davranışlar çok tehlikelidir.

 Populizm hastalığına bulaşmış sorumluların uluslararası çerçevede yaptıkları hataların bedelini tüm ülke ve yurttaşlar çeker.

 İşte “tek adam rejimi” bu açıdan da çok sakıncalıdır.

 İktidar hadi tutamadı kendini , içeride politik hatalar yaptı , etkisi ve sonuçları bir nebze de olsa kendi içimizde kalır.

 Bence çok yanlış da olsa, “Kol kırılır , yen içinde kalır” denir ya…

 İlla ki sonuçta herkes mutlak hakem olan milletin önüne çıkar. Sandıkta bir gün hesabını verir.

 Ama işler uluslararası ilişkilerde  böyle olmaz!

 Onun için biraz sakin olun artık.

 Diplomatik dil vardır , oralarda o kullanılır.

 Yapılan “hakaretler”,  o ülkelerin çok hassas oldukları konularda olabilir.

 Oralarda suç olarak görülebilir ve iş bir ceza davasına kadar gidebilir.

 Alman Dışişleri bakanı da diplomatik bir dille buna işaret etti.

 CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun  dediği gibi , Avrupa’daki “Hayır” manşetleri aslında “Evet”e çalışıyor olsa da…

 Yine de, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni temsil eden hiç kimsenin yurtdışında böyle bir cezai tutuma maruz kalmasını istemeyiz.

 İç trübüne oy için oynarken memleketin başına kimse uluslararası bir  çorap örmesin.

 Son zamanlarda “evet” ülke içinde mantıklı ve samimi bir şekilde anlatılamayınca yurtdışında “mağduriyetler” öne çıktı.

 Anlamsız provokasyon ve düzmece mağduriyetler ile çakma kahraman yaratma kalkışmaları demokrasi resminde sırıtıyor.

 Ucuz demogoji ve cehaletin beslediği propaganda mühendisliği çok revaçta ve böylece  gün kurtarılmaya çalışılıyor.

 Yurtdışında uluslararası ilşkiler ve dış siyaset içeriye benzemez.

 Orada esip gürleyerek , hakaret ve azarlarla insanlarımızı ve ülkemizi hesaplanamayacak büyük boyutlarda zarara sokabilirsiniz.

 Büyük ve saygın Türkiye’yi  bu şekilde mi inşa edilecek ?

 İyice gerginleşen ilişkilerimizi ülkemiz yararına dengeli bir rotaya oturtmalıyız.

 Özellikle ve öncelikle üyesi olmaya  çalıştığımız Avrupa Birliği ve  tüm komşularımızla ilişkilerimizi artık normalleştirmeliyiz....

 AB değerlerinden uzaklaşmak ülkemizi 3. Sınıf Ortadoğu değerlerine düşürür.

 Unutmayın taş uzaktan gelmez !

 AB hedefinden şaşmadan , sağa sola savrulmadan, Avrasya’nın kurucu ortağı olarak.

 Temel dostluklar, ittifaklar, düşmanlıklar, karşıtlıklar günü birlik değişmez.

 Dış politika günlük siyasi kaygı ve amaçlar esas alınarak yapılmaz.

 İç siyasete yem edilecek kadar basit bir şey değildir dış politik söylemler.

 Aksi halde büyük sorumsuzluk olur.

Pekala ne yapmalı ?

 Temel  siyasi prensiplere ve stratejiye uygun öngörülebilir, sürdürülebilir ve güven veren uzun ve orta vadeli politikalar geliştirilmelidir.

 Örneğin , son yıllarda vazgeçilen Mustafa Kemal Türkiye’sinin “YURT’ta Sulh, CİHAN’ da Sulh” temel dış politikası gibi…

 Bazı darbeci bozuntuları bu güzel barış söylemini kamuflaj için kullanmış olsalar da , Atatürk’ümüzün bu güzel ve çok anlamlı şiarından vazgeçecek değiliz ya !

 SON ÇARE KASET Mİ ?

 Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan , CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu içi  “…KASETLE GELDİ ; KASETLE GİDECEK…”  , dedi.

 Bu çok önemli bir iddiadır. Hatta TEHDIT olarak bile algılanmaz mı ?

 Devletin tüm imkanlarını sınırsızca ve tek yönlü kullanmasına rağmen  ve OHAL altında  bir türlü mantıklı ve anlamlı bir şekilde yapılmak istenilen rejim değişikliğini , yani Evet’i , bu millete anlatmayı ve gerekçelendirmeyi beceremeyince , ve artık paniklemeye başlayınca, HAYIR cephesinin en önemli  ve etkili kişisi olan Kemal Kılıçdaroğlu hakkında “kasetle gidecek” diyerek TÖHMET yaratmak son çare mi ?

 Yine birileri tarafından aldatılmadıysa,varsa bir kaset, uygun bir zaman mı bekleniyor ? Artık, bilin, kimsenin kaseti , masetiyle ilgilenmiyoruz !

 Mevcut anayasamıza göre tarafsızlık üzerine  namusu ve şerefi üzerine yemin etmiş bir kişi EVET kampanyasının başında liderlik yapıyor.

Yani taraf oluyor.

 Sahi , Anayasa’mız ne zaman son yıllarda yapıldığı kadar yaygın deyimle ‘tangır tangur’ ihlal edildi ?

Önceki ve Sonraki Yazılar