Hükümet formülleri

Seçim sonuçlarının ortaya koyduğu iki gerçek var! Bunlardan biri; seçmenin yüzde 60’a yakınının “Ben artık AKP hükümetini istemiyorum!” demesidir. Diğeri ise; TBMM’ye girme hakkı elde eden ve birlikte çoğunluğu oluşturan CHP, MHP ve HDP’nin, bir biçimde bir araya gelip, yeni bir hükümet kurmasıdır.

Denilebilir ki; peki bu nasıl olacak? Birbiriyle, taban tabana zıt bakış açıları olan (özellikle MHP ve HDP) partiler nasıl bir araya gelebilir?
Bunun en temel ortak paydası Türkiye’dir. CHP, MHP ve HDP’nin programına bakıldığında, ekonomi ve sosyal politikaların yanı sıra, hukuk ve yargıyla ilgili konu başlıkları üç aşağı beş yukarı birbirine yakındır. Dolayısıyla bu konularda uzlaşamamaları için hiçbir neden yoktur. Siyasi konularda, MHP ile HDP arasındaki “derin” görüş farklılığı da “iç barışın tesisi” adına belli bir noktaya taşınabilir diye düşünüyorum.
Bunun için öncelikle yapılması gereken, HDP’nin ardındaki silahlı gücün tasfiye edilmesidir. HDP, Kandil’deki PKK unsurlarının silah bırakmasını sağlayacak, “güven verici” adımları atmak zorundadır. Zira, 30 yılı aşkın bir süredir dökülen kanın, yaşanan acıların ha deyince unutulması ve belleklerden silinmesi mümkün değildir. Ve bu bakış açısı sadece MHP’nin “kırmızı çizgisi” değildir. Bu aynı zamanda HDP’ye destek veren milyonlarca seçmenin en önemli beklentisidir. Dolayısıyla burada HDP kurmaylarına önemli bir görev düştüğü kanısındayım.
Peki bu o kadar kolay mıdır?
Elbetteki kolay değildir. Ama siyasetin görevi, bu zorlukların üstesinden gelmektir. Toplumdaki iç barış ve huzur adına böyle bir görevi vardır
siyasetçinin.

***

Diyelim ki MHP ile HDP kendini bağladı ve bir koalisyon hükümetinde bir araya gelmek hesaplarına uymadı. Ancak bu, bu partilerden birinin hükümete dışarıdan da destek veremeyeceği anlamına gelmez.
Bu desteği de vermelidirler. Eğer burada bir milliyetçilik ya da yurtseverlik söz konusu ise, unutulmasın ki bu iki partiye 7 milyon civarında oy vermiştir bu halk. Ve bunlardan hiç biri, bir diğerinden daha çok yurt sever ya da milliyetçi olamaz!
Bunun içindir ki mutlaka bir noktada uzlaşabilmeleri lazım!

***

Burada MHP’nin daha doğrusu Sayın Devlet Bahçeli’nin cesaretlendirilmesi gerektiğini düşünüyorum.
Eğer Sayın Bahçeli, temel siyasi bakış açısının yanı sıra, partisinin gelecek seçimlerde daha da güçlü olmasını istiyorsa, elini taşın altına koyup içinde ve dışında “AKP’nin olmadığı” bir hükümete destek vermelidir. Süresi belli bir koalisyon protokolü formulü MHP’nin lehine olur. Düşünün ki, 1,5 yıl süresi olan CHP – MHP – HDP “restorasyon hükümeti” kuruldu ve ahenk içerisinde çalışmaya başladı. Emin olun ki AKP bu süreç içerisinde paramparça olur. 13 yıl iktidar olan bir “konjonktürel parti”nin muhalefet olup da bir sonraki seçimde tekrar hükümet olması görülmüş şey değildir. MHP’liler unutmasın ki, böyle bir durumda, her zaman “güçten yana” olan Türk seçmeni, merkez parti olarak MHP’ye yönelecektir. Kayseri’de de Erzurum’da da böyle olacaktır! Yok eğer koşullar ve taban MHP’yi AKP ile hükümet etmeye zorlarsa, o zaman da gelecek seçimlerde MHP’nin durumu hiç de öyle kolay olmaz. Endişem odur ki 2002’de olduğu gibi yine yüzde 10 barajının altında kalır.
Son söz, dışarıdan destekli bir “CHP azınlık hükümeti” formulü doğru değildir. Egemen güçlerin çok arzu ettiği CHP – AKP büyük koalisyonu ise CHP’nin intiharı olur. En sağlıklı hükümet formulü, CHP – MHP ve HDP uzlaşmasıyla oluşacak koalisyondur. Bunun ötesi ise erken seçimdir. Erken seçimin kimi ihya edeceği ise hiç
belli olmaz.

Önceki ve Sonraki Yazılar