İbrahim Cevahir, AKP'deki tek CHP'liydi...
Tarih 25 Ocak 1992... Yer, Ankara Kent Otel'in lobisi... SHP'nin 7. olağanüstü kurultayının ilk gününün değerlendirmesini yapıyoruz... Ertesi gün, merhum Erdal İnönü ile Deniz Baykal, genel başkanlık yarışında ikinci kez karşı karşıya gelip yarışacaklar...
1983'te, Erdal İnönü'nün siyasete atılması ve SODEP'in genel başkanı olmasında önemli bir rol oynayan iş adamı İbrahim Cevahir, (Üç gün önce kalp krizi soncu hayatını kaybetti ve bugün toprağa verilecek. Kendisine Allahtan rahmet diliyorum) kendine has uslubuyla dedi ki; "Bana bak İdris! Görünen o ki Erdal Bey ile bu işi yürümüyor. Deniz Baykal ile hiç olmaz! Gelin, Murat Bey'e (Karayalçın) destek verin de O'nu genel başkan yapalım!"
Şaşırmıştım...
Ne diyorsun İbrahim Abi, (Hemşehrim ve çok sevdiğim biriydi. Diyaloğumuz, abi-kardeş biçimindeydi) nasıl olur, Erdal Bey'e nasıl anlatırsın bunu sonra, dedim...
O da; "Sen o tarafını bana bırak!" dedi...
Tabi olmadı... O, yılın (1992) 9 Eylül'ünde 12 Eylül darbe yönetiminin kapattığı CHP, yeniden açıldı ve Deniz Baykal ile arkadaşları SHP'den ayrılıp CHP'ye geçtiler... Ardından, Erdal İnönü, "aktif siyaset"ten çekildi ve SHP Genel Başkanlığı'na Murat Karayalçın seçildi.
İbrahim Cevahir, 1995'e kadar SHP'de kaldı... SHP, CHP çatısı altına girince, istifa etti ve ANAP'a geçti... 1995 seçimlerinde milletvekili adayı oldu... Mesut Yılmaz, O'nu sıralamada seçilecek yere koymayınca parlamentoya giremedi. Buna rağmen ANAP'ta kalmayı sündürdü. Elinden gelen gayreti gösterdi, yardım etti koşturdu ama hiç bir zaman "Anaplı"olmadı, olamadı. Aklı fikri hep CHP'deydi... En azından ben böyle biliyorum... Zira her görüşmemizde, sözü dönüp dolaştırıp CHP'ye getirirdi...
***
Aradan yıllar geçti... 2002 seçimlerinde, ANAP'la diğer ortakları baraj altında kalınca, AKP'de siyasete devam etti. Zamanın Başbakanı, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile eskiye dayanan çok iyi bir diyaloğu ve ilişkisi vardı. Erdoğan, kendisine " Abi" diye hitap ederdi.
İbrahim Cevahir, 2008 yılındaki bir sohbet sırasında, Tayyip Erdoğan için, bir latife olarak "Başbakan demokrat değil" deyince, ortalık karıştı. Erdoğan, İbrahim Abi'nin bu sözüne kırıldı. O günlerde, Swiss Otel'deki bir toplantıya girerken karşılaştığı Cevahir'e; "İbrahim Abi, senin aile içerisinde yaptıklarını demokrasiyle açıklayabilir misin? Esas demokrat olmayan sensin!" diye takıldı...
Kim olursa olsun, doğru bildiğini açık açık söyleyen İbrahim Cevahir'in yanıtı daha çarpıcı oldu:
"Sayın Başbakan, benim aile içerisindeki davranış biçimim demokratik olmayabilir. Ama siz Türkiye Cumhuriyeti devletinin Başbakansınız! Siz demokrat olmak zorundasınız!"
Gülüşüp geçtiler...
***
O tarihlerde SKYTÜRK televizyonunda çalışıyor, bir yandan da bir internet sitesinde yazı yazıyordum. İbrahim Cevahir, sevgili Uyanış Tuğtaş'ın ekonomi programına konuk gelmişti ve Genel Müdür Barış Tunay'ın (Şu anda CNNTÜRK Genel Müdür) odasında kendisi anlatmıştı bu olayı.
Bir kaç gün sonra bu diyaloğu yazdığımda İbrahim Abi benden bir düzeltme yapmamı istedi... "Ayıp oldu! Bu özel bir sohbetti" dedi...
İtiraz ettim kendisine... Bu sözü ettin mi etmedin mi, diye... Yineledi; ettim ama Sayın Başbakan'a karşı nezaketsizlik yapmak da istemem, dedi...
Çok renkli bir kişilikti, İbrahim Cevahir... Sadece iş ve siyaset dünyasında değil... Sporda, çevrecilikte. (Karadeniz Çevre Vakfı'nin kurucu başkanıydı) yardım severlikte... Ve İbrahim Cevahir için edeceğim son cümle;
O, AKP'deki tek CHP'liydi... Ve eminim, bugün Fatih Camiindeki cenaze namazına, CHP'lisi, AKP'lisi, başta olmak üzere, tüm siyasi parti mensupları bir arada olacaklar!