Mustafa Ülkü Caner

Mustafa Ülkü Caner

İdam cezası..!

‘Millet idam cezası istiyor’. Cumhurbaşkanı Erdoğan özellikle, FETÖ’cü hainlerin 15 Temmuz darbe girişiminden bu yana, her fırsatta bunu dile getiriyor.

Kırk kere söyleyince de olurmuş!
Sanki üç beş adam asmakla sorunlarımız ortadan kaybolacak. Keşke bu kadar kolay olsaydı!
Öyle ifadeler birlikte kullanılıyor ki, sanki idam cezası getirilse, 15 Temmuz katilleri olan darbeciler de idama çarptırılabilecek!
Önce, suç tarihinden sonra getirilmiş yasalarda belirlenen cezalar geçmişe uygulanamaz. Bu çağdaş ceza hukukunun en temel ilkelerindendir.
Ayrıca söylemlerde İslam ceza hukukundaki KISAS ve AF ile ilgili kurallar dile getirilerek yeni farklı, bir o kadar toplumu bölecek tartışma konuları açılmaktadır.

Avrupa mı, Ortadoğu mu?
İşin en önemli yanı ise, eğer idam cezası kabul edilirse ülkemizin Avrupa Birliği hedefi tamamen ortadan kaldırılmış olacaktır. 
Zira AB kriterlerinden, olmazsa olmazlarından biri ‘AB ülkelerinde idam cezası olamaz’ ilkesidir.
Bazılarının, “Amaaan AB bizi zaten istemiyor” diye mırıldandığını duyuyor gibiyim.
Eh, biraz haksız da sayılmazlar. Ancak konu AB’ ye girip girmememiz değil, AB standartlarına kavuşmamızdır. 
Sorun şu ki, Avrupalı mı olacağız, yoksa Ortadoğulu mu?
Ortadoğulu olmanın anlamının kavga, savaş, kan, terör, vs. olduğunu unutmayalım.
Yönümüzü muasır medeniyete mi, yoksa Ortadoğu’nun karanlık, savaş ve kan dolu tuzağına mı döneceğiz?
Bu soruya cevap verirken varsa çocuklarınızın gözlerine bakın, öyle cevap verin lütfen!
Çocuklarınız yoksa önce Atatürk’ün resmine, sonra aynaya bakmanız da yeterli olur.

Pekâlâ, ne yapmalı?
Muasır medeniyet hedefinden şaşmamalı…
Bunun ön koşulu tam demokratikleşmedir. 
1961 Anayasası gibi özgürlükçü bir Anayasa’dır.
Başımıza ne geldiyse 1961 Anayasası’nın Amerikancı sivil- askeri müdahalelerle Anayasa’nın özgürlükçü ve demokratik hükümlerinin sınırlandırılması veya kaldırılmasındandır.
Anayasa değiştirilecekse, işte o çoğulcu, çağdaş, demokratik ve özgürlükçü hükümlerle dolu yeni bir Anayasa olmalıdır.
Böyle olunca zaten üye oluruz, olmayız, ama AB kriterleri, demokratik, laik, çağdaş ve sosyal hukuk devleti kuralları eksiksiz uygulanır.
Kuvvetler ayrılığına harfiyen uyulur! 
Özellikle yargının bağımsızlığı teminat altına alınır!
Meşru siyaset, ancak her türlü teröre ve terör örgütüne karşı çıkmaktan geçer.
Bu temellerde yeni Sevr’ler engellenir, Lozan ve misakı milli korunabilir. 
Milli birlik ve bütünlük sağlanır… Cumhuriyet ve Demokrasi korunur.

Önceki ve Sonraki Yazılar