Mustafa Ülkü Caner

Mustafa Ülkü Caner

İdam mı dediniz?

İdam cezası özellikle MHP, BBP ve AKP Genel Başkanı, Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından sık sık dillendiriliyor.
Genelde terör şehit ve kurbanları haberleri patladığında hemen idam talepleri gündeme getirilir iktidar odakları tarafından.
Hâlbuki 17 yıldır bir şekilde iktidardalar.
Gerçekten isteseler yüz kere idam cezasını getirebilirlerdi.
Terör ve şiddete karşı yetersiz, yersiz ve yanlış politikalar sonucu binlerce yurttaşımız katledildi.
Onbinlerce terörist de “etkisiz hale” getirildi.
Yani çatışma sonucu öldürüldü.
Oysa yanlış politikalar hep kendini kurtardı.
Olan yurdum insanına ve ülke ekonomisi ve demokrasisine oldu!
***
Çatışma sonucu öldürülmeyi göze alan bir karakter sizce idam cezasından çekinir mi?
Yani, terör için eline silah alıp dağa çıkan  biri darağacından korkar mı?
Buna inanmak terör, terörün alt yapısını ve çözümünü anlamamak demektir.
Örnek olarak sadece 2015 Temmuzundan 2017 Temmuz’una kadar “etkisiz hale getirilen” yani öldürülen terörist sayısı resmi
kayıtlara göre 10.600…
Yani on bin altı yüz kişi öldürülmüş, “saf dışı” bırakılmış.
Yani İdam cezasının teröre karşı caydırıcı olacağı iddiası tamamen şehit cenazeleriyle ilgili basit ama etkili propaganda malzemesi ve popüler siyasi tepki olmaktan öte bir anlam taşımıyor.
***
İdam cezası ayrıca toplumun yüzkarası tecavüz ve tecavüz ile bağlantılı özellikle çocuk cinayetleri haberlerine tepki olarak bazı siyasilerin yine ucuz ve popüler mermilerinden sayılır.
Zira samimi olunsa işe önce çocuk tecavüz ve istismarın kaynak ve merkezleri haline gelmiş tarikat ve vakıf yurtlarından başlarlar.
Bu tür suçlarda idam toplumun büyük bölümünün aslında onaylayacağı bir sonuç!
Ancak 21. Yüzyılda, özellikle yarım asırdır kapısının önünde beklediğimiz Avrupa Birliği’nde “idam cezası” üyelik için kesin engellerden biridir.
Tüm diğer şartları yerine getirsek bile, sadece “idam cezası” üyeliği tek başına engelleyebilir.
Yani idam konusu aslında bizde bir ceza tartışmasından çok ülkenin ana hedefleriyle ilintili bir tercihtir.
İşte bundan dolayı idam konusu olur olmadık zamanda veya boşluk doldurmak için öylesine ortaya atılacak bir konu değildir.
Çok büyük sorumluluk ve ciddiyet ister ip ve yağlı ilmikten bahsetmek.
Kaldı ki o urgan ve  ilmik çok kaygandır.
Nerelere kadar uzanacağı çok meçhuldür.
Kaldı ki idam bir “ceza” mıdır?
Çağdaş ceza hukukunda idam ağırlıklı olarak aslında bir ceza olarak bile değerlendirilmemektedir.
Yoksa idam siyasetin aczini gösteren bir ayna mıdır?

Önceki ve Sonraki Yazılar