İhtiyaç listemizde kitap kaçıncı sırada?

Özellikle son 16 yıldır TÖMER’in araştırmalarına göre okuma alışkanlığımızdan hızla uzaklaştık. Dünya’da ve ülkemizde kitap okuma alışkanlığının hızla gerilemesinin başlıca nedenleri arasında teknolojinin getirdiği yenilikleri de sayabiliriz. Bu da ayrı bir yazı konusu.

Biz yine konumuza dönelim. Hani işin en kolayına kaçanlar var ya onlara, ‘Zamanım yok, kitap okuyamıyorum’ diye söyleyenlere. Bu arkadaşlar kendilerini kandırmaktan öteye gidemeyenler. Gidemezler de.

Yeter ki okumak isteyelim. Her zaman, her yer okumaya müsaittir. Özellikle ülkemizdeki TV’lerin yurttaşlarımız ve çocuklarımızı adeta dizilere bağımlı hale getirmesinin önüne geçelim.

Bugün ülkemizde TV başında geçirilen süre ortalama 6 saat, internete harcanan süre ortalama 3 saat; okumaya ayrılan süre ise 1 dakikadır. Prof. Dr. İsmail ÇAKAN’ın dediği gibi ‘Okumak için kendi kendimizden zaman çalmalıyız’ bunu başardığımızda birçok şeyin değiştiğini kendimizde göreceğiz. Okumak için zaman bulamıyorum diyen kişiler sadece zamanını doğru kullanamayan ömrünü hovardaca harcayan kişilerdir.

Maalesef ülkemizde eğitimin nasıl gittiğini kime sorsak alacağımız cevap pek de iç acıcı değil.  Hiç kimse bunun nedenlerini kendinde değil de nedense hep bir suçlu aramakta. Aslında asıl suçlu bizler kitap okumayan bizler. Bizler sadece bahane üretmekten başkaca bir çözüm üretmiyoruz. Tek ürettiğimiz çözüm ise bahane. Kişi yeter ki okumak istesin… Avrupa ve Dünyanın birçok ülkesinde insanlar iki durak arası ve hatta tuvalette bile geçirdikleri zamanı kitap okumakla değerlendiriyor.

Aslında burada en önemli görev ebeveynlere düşüyor. Ebeveynler çocuklarıyla birlikte günde en az bir saat bile olsa kitap okusalar hem kendileri okuma fırsatı bulmuş olacaklar, hem de geleceğimiz olan nesillere kitap okuma alışkanlığını kazandırmış olacaklar.

23 yıllık bir öğretmen olarak benim söyleyeceklerim şunlardır: Çocuklar okudukça okumayı severler ve sevdikçe daha çok okurlar. Yapılan araştırmalar kitap okuyan çocukların kelime hazinelerinin geliştiğini, düşünme yeteneklerinin arttığını ve derslerinde çok daha başarılı olduklarını ortaya koymuştur. Okumaktan keyif almaya başlayan çocuklar yeni şeyler öğrendikçe merak duyguları gelişecek ve daha çok şey okuyup daha çok şey öğreneceklerdir.

TÖMER’in yaptığı araştırmaya göre ülkemizde ilkokuldaki ders kitaplarında okutulan kelime sayısı sadece 7260’tır.

Dünyada ise bu rakamlar;

ABD’de 71.680

Almanya’da 70.400

Japonya’da 44.224

İtalya’da 31.762

Fransa’da 30.193

Suudi Arabistan’da 13.579 kelimedir.

Öncelikle çocuklarımızın kelime dağarcığını geliştirmek için daha çok çaba sarf etmeliyiz. Kelime dağarcığında var olan eksiklik, bireyin herhangi bir düşünceyi anlamasını, hissettiği ve anlamlandırmaya çalıştığı durumu anlamasını engelleyen bir durumdur. Kelime hazinesi zenginleşen çocuklar anlam kurma, zihin ve düşünce gelişimi arttırmakta ve kendilerini çok iyi ifade edebilmektedirler.

Kelime dağarcığını geliştirmek içinde ders çalışmanın yetmeyeceği ortadadır. Ders çalışmak demek, kitap okumak demek değildir. Bazı anne-babalar kitap okumayı zaman kaybı, kitaba verilen parayı da gereksiz olarak görmeye devam etmektedirler. Kitap okuyarak geçireceği zamanı test çözerek geçirmesini isteyenler aileler az değildir.

Oysa ki kitap okuyan çocuk çok daha hızlı okur, çok daha hızlı anlar ve çok daha hızlı analiz eder. O yüzden kitap okuma alışkanlığı kazandırmak anne-babaların ve öğretmenlerin en öncelikli görevidir.

Bir ülkenin kültür bakımından zenginliği o ülkede fert başına tüketilen kâğıt miktarıyla ölçülür.

ABD’de fert başına yılda 390 kilo kâğıt tüketilirken,

Avrupa ülkelerinde 90 kiloya yakın,

Türkiye’de ise 20 kilogramdır.

Norveç’te kişi başına yıllık kitap harcaması 140 dolar,

İsviçre’de 120 dolar

İtalya’da 45 dolar

Türkiye’de ise sadece yarım dolardır.

Kitabı ihtiyaç listemize yerleştirdiğimizde;

Türkiye’de 222. Sırada iken Avrupa da 18. Sıradadır.

Türkiye’de okuma oranı 10 binde 8’dir. Biz ne zaman ihtiyaç listemizde kitabı öncelikli sıraya alırsak, kitaba ayırdığımız bütçeyi artırır ve okumanın bir zorunluluk olduğunu kabul edip hep beraber okursak çok kısa zamanda her şeyin değişeceğine kendi gözlerimizle şahit oluruz.

Bu ülkenin geleceği çocuklarımızdır. Çocuklarımızın geleceğini de eğitim belirlemektedir. Eğitimin ilerlemesi için çok okuyan, düşünen, sorgulayan çocuklar yetişmesi gerekmektedir.

Hep beraber okuyalım, çocuklarımıza örnek olalım…

Önceki ve Sonraki Yazılar