İşçilerin birliği...

Milli güvenliği tehdit edermiş! Hayır, Türkiye'nin Musul Konsolosluğu'nu basan IŞİD, metropollerin dört bir yanında fink atan küresel İslamcı teröristler değil. Şişecam emekçilerinin hak arama mücadelesi! Bu gerekçeyle Bakanlar Kurulu, Şişecam fabrikasında Kristal İş'in aldığı grev kararını 60 gün süreyle erteledi.

Nasıl tehdit edermiş peki?

Bu sorunun rasyonel bir yanıtı yok. “Ajda bardağı diye tabir edilen ince belli bardak stoklarımızda ani bir azalma olursa, milli kültürümüz darbe alır, iş ülkemizin Yunan işgaline uğramasına kadar varabilir maazallah,” absürtlüğünde yanıtlar gelebiliyor akla sadece...

Ama daha gerçek bir yanıtı var elbet bu sorunun... Eğer vatan, Nazım ustanın şiirindeki gibi kasalarınızın ve çek defterlerinizin içindekilerse, fabrikalarda al kanımızı içmekse vatan, Şişecam emekçisinin grevi vatanı da tehdit eder, milli güvenliği de!

Üstelik, böyle hallerde sınıf siyaseti tam bir uyum gösterir. Muhalefeti vurmak için hiçbir fırsatı kaçırmayan AKP iktidarı, Şişecam sermayesindeki İş Bankası ve dolayısıyla CHP bağı üzerinden bu partiyi sıkıştırmayı aklına bile getirmez. Yüksek sınıf çıkarları, gündelik siyasi hesapların üzerindedir çünkü...

Şişecam grevini örgütleyen Kristal-İş, güçlü ve mücadeleci bir sendika... Sermayenin tüm taşeronlaştırma, sendikasızlaştırma, örgütsüzleştirme saldırılarına karşı halen ayakta. Türk-İş'in içindeki Sendikal Güçbirliği Platformu'nun en önemli bileşenlerinden biri... Kristal-İş'in 2003 ve 2004'teki grevleri de AKP iktidarının yine 'milli güvenlik' gerekçesiyle uyguladığı yasaktan nasibini almıştı.

Yasak diyoruz çünkü 'erteleme' kararı aslında fiili bir grev yasağı anlamına geliyor. Şöyle ki, 12 Eylül ürünü iş yasaları, ertelenen bir greve, erteleme sonunda devam etme hakkını da tanımıyor. Sendika belirlenen süre sonunda hakeme gitmek zorunda. Sürenin bitiminden itibaren altı gün içinde hakeme başvurmayan sendikanın toplu iş sözleşmesi yapma yetkisi de düşüyor. Dolayısıyla ortada bir erteleme falan değil, anayasal bir hak olan grev hakkının fiilen yasaklanması var.

Burası önemli... Grev ertelemenin tarihi 1980 öncesine uzansa da bu yasaya fiili yasak hükmünü kazandıran düzenleme 12 Eylül darbesinin ürünü.

AKP, 12 Eylül'le hesaplaşmıştı değil mi? Evet tabii... 'Rütbelerimiz alındı ama fikirlerimiz iktidarda' deme sırası şimdi Kenan Evrenlere geldi.

Emek ve sermayenin karşı karşıya geldiği her düzlem bize basit bir gerçeği yeniden ve yeniden hatırlatıyor. Sınıf çıkarları söz konusu olduğunda iktidarıyla, darbecisiyle, sözüm ona muhalefetiyle sermaye, bir blok halinde işçilerin karşısına dikiliyor.

İşçi sınıfı cephesinde ise nüanslar üzerinden süren ayrışmalar, taraflaşmalar, bölünmeler hiç eksik olmuyor. Hatta bunlar zaman zaman anlamsız düşmanlıklara kadar varabiliyor. Bu anlarda direnişteki 5 bin 800 Şişecam işçisinin hep bir ağızdan attığı slogan doğru yolu gösteriyor: “İşçilerin birliği, sermayeyi yenecek!”


1789'dan beri insanlığın ortak özlemi olan ve hiç azalmayan umudumuzla: Özgürlük, eşitlik, kardeşlik ruhuyla...

Önceki ve Sonraki Yazılar