İmam da yalan söylerse

Önce en acayip sorulara bile tuhaf yanıtlar vereceksin...
Öyle ya "her konuda" bir bilgin var.
Fakat  sapkın sorulara verdiğin sapkın yanıtlarla dört başı mamur bir rezillik patlayacak...
Ve kendini kurtarmak için herkesin gözünün içine baka baka "yalan" söyleyeceksin...
Peki, Diyanet İşleri Başkanlığı "yalan" söyler mi?
Din adamları, imamlar yalan söyler mi?
Söylüyorlar;
Pekala, Dini Bilgilendirme Platformu'nda cevapladıkları bir soruyu usulca silip, "ben cevaplamadım" diye yutturmaya çalışıyorlar.
Yalanlama açıklaması çelişkiler ve itiraflarla dolu "kendisini vatandaş yerine koyarak, platforma soru sorup aldığı cevapları tahrif ederek...."
Ne tahrifi?
Ortada tahrif falan yok.
İğrenç bir soru ve ona verilen dini referanslarla süslü berbat yanıt var.
"Yalan" deyip, yayınlanan bu facia yorumu da silince üste çıkacaklarını düşünüyorlar.
Akılları fikirleri şehvet, alkol ve kumarla ilgili fetvalarla bozulduğu için bilişim dünyasının basit gerçeklerinden haberleri yok.
Sitenin görüntüsünün alınacağını, "silerek" yok edemeyeceklerini bilmiyorlar.
Görüntüler, hatta videolar anında internete dökülünce bu defa çark ediyorlar.
"Sitemiz saldırı altında, sabotaj yapıldı" mealinde ikinci bir açıklama...
Gelinen noktada rezilce fetvadan daha kötüsü, bunun kurnazca yalanlarla örtülmeye çalışılması.
Fakat asıl sorun Diyanet'in çarpık bir zihniyetle günlük hayata müdahaleye kalkışması.
Nişanlıların baş başa kaldıklarında ne yapacağından, piyangoya kadar her alanda fikir yürütmesi. 
Anayasa'daki eşitlik, pozitif ayrımcılık gibi temel hükümleri çiğneyerek örneğin "feminizm ahlaki ve sosyal bakımdan olumsuz sonuçlar doğurmaktadır" gibi kadın bağımsızlığına karşı görüşleri dile getirmesi.
"Grev caiz değildir" diye sadece hukuka değil, ahlaka da aykırı hutbeler yayınlatması.
Bizzat Diyanet İşleri Başkanı'nın Alevilik'ten ve cemevlerinden "kırmızıçizgi" diye bahsederek devlet memurlarını da bağlayan mahkeme kararlarını hiçe sayması...
Diyanet, kamunun "özerkliğini" zedeliyor.
Şimdi kapattıkları fetva hattında alkol, kumar, fuhuş ve faiz için demediklerini bırakmıyorlar.
Haram, haram, haram...
Oysa bu yıl 6.4 milyar liraya varan bütçe gelirlerinin içinde bu dört "haram" kalemden alınan vergiler de var!
Nasıl olacak?
Rakı, bira, şarap içenlerin ödedikleri vergilerden sebeplenmekte bir sakınca yok.
Fakat nişanlılar baş başa kalınca, "zinhar yasak".
Son bir yılın haberlerine bakın, cinsel suçlara karışan din görevlilerinin sayısı dikkat çekecek kadar fazla. Kuran kurslarında öğrencileri taciz edenler, engelli çocuklara istismarda bulunanlar, taciz, hatta tecavüz.
Peki, Diyanet buna ne diyor?
Yaklaşık 120 bin personel arasında bu işlere karışanların sayısı ne kadar?
Diyanet Yurt Gazetesi'nin birkaç ay önce Bilgi Edinme Yasası'na dayanarak sorduğu bu rakamın "kamuoyunu" ilgilendirmediğini düşünüyor.
Diyanet her zamanki gibi hesap vermek, hatasını kabullenmek ve değiştirmek yerine "yalan söyleyerek" kurtulmaya çalışıyor.
Oysa mesele fetva hattını kapatarak çözülecek gibi değil...
İnternet sitesini bütünüyle kapatmak da yetmez.
Kapatılması gereken bizzat Diyanet'in kendisi.

Önceki ve Sonraki Yazılar