İmamet usulü!

Aslında, partiler milletvekili aday listelerini yenilemedi. Bir iki rotuşla güncelleyip yineledi. Sadece AKP, yüzde 20 oranında bir değişikliğe gitti. 7 Haziran'da milletvekili seçilen 53 AKP'li, belkide cumhuriyet tarihinin en kısa süreli parlamenterliğini yaptılar. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın talepleri doğrultusunda Genel Başkan Ahmet Davutoğlu, " 1 Kasım listesi"nden  bu isimleri çıkardı.

Vallahi, ben olsam isyan ederim!
Bu insanlar, 7 Haziran'da milletvekili olma yeterliliğine sahip liyakatli insanlardı da 3 ay sonra bu özelliklerini mi yitirdiler?
Bu nasıl iştir? Bu nasıl bir demokrasidir? AKP'nin "ileri demokrasi" dediği şey bu mudur yoksa?

Yukarıda elinde sopası olan, biri "uzun" öteki "kısa" iki kişinin iki dudağı arasında bir demokrasi... Eğer bu iki kişiden birinin "özellikle uzun"un büzülü dudakları arasında sıkışıp kalmışsa ismin, "allame-i cihan" olsan yemez, yuvarlanıp gidersin! Ne milletvekili adaylığı ne de bir başka görev...

Yok eğer, bir gülümsemenin ve bir hesabın mimiki varsa o dudaklarda, tamamdır sen yırttın.

Ama kesinlikle biat etmelisin. "Reis" ne derse yapmalısın. Sakın, "reis"in karar verdiği konularda fikir beyanın da ya da herhangi bir öneride bulunma saflığına düşme! Hele hele, sen sen ol; verilen kararın yanlış oyduğu sakın söyleme! Böylesine "ucuz" kahramanlık yapma!  Aksi takdirde asla yanına koymaz! Mutlaka bir gün intikamını alır!

***

Yukarıda da belirttiğim gibi ben olsam vallahi isyan ederim.... Ama onlar yapamaz! Çünkü onlar "biat kültürü" ile yetişmiş ve bu anlayışın oluşturduğu bir sistemin parçaları haline gelmişler.

Bu sistemin adı "imamet usulu"dür. Temeli, dini daha doğrusu, İslami ritüel ve referanslara dayanır! Bu sistemde "imam" herşeydir. Eli sopalıdır ve karışmadığı hiçbir şey yoktur. Her yere müdahale eder. Giyim kuşamdan, yeme içmeye, insanların yatak odasından ve nasıl sağlıklı yaşanacağına kadar toplumun her alanına müdahildir.

O, ne derse doğrudur... O'na herkes mecburdur! O, olmazsa olmazdır! Çünkü O, "sizin babanızdır" ne derse o olur, olmalıdır. Uslubuna ve belagatine dikkat ederseniz, bu söylediklerimin ne kadar doğru olduğunu hemen farkedersiniz.
Hal böyleyken, bu partide kimsenin sesinin çıkması mümkün değildir.En küçük bir itirazda bulunamazsınız, çünkü derhal reddedilir. Sizin göreviniz, "koyun gibi" boynunu eğip, söyleneni yapmaktır. Bunun ötesine geçmek had bilmezliktir.

Bu bakımdan AKP listelerinde 53 kişinin çıkarılmasının hiç bir önemi yok. 53 kişi çıkarılmış, başka 53 kişi yazılmıştır. Yarın da onlar gider başkaları gelir. Nasıl ki AKP'nin 300 üyenin üzerinde TBMM grubu varken bile bir kaç kişinin adı bilinirdi, "ki onlar da Naipler Konseyi gibiydi" şimdi de öyle... Değişen bir şey yok.

***

Kısacası, AKP'deki sistem "İmamet Usulü"dür. Ve kimin olduğu da bellidir, usul de...
Hal böyleyken, bütün bunların demokrasi olarak yutturulmasını içime sindiremiyorum.
Düşünüyorum da; eğer "ileri demokrasi" dedikleri şey buysa, gerçekten çok "ileri" gittiler demektir. Onlara, Türkiye'deki gerçek demokrasinin ne olduğunu gösterip,  biraz  "gerilerine" bakmalarını gerektiğini hatırlatmakta yarar var!
İyi haftalar!

Önceki ve Sonraki Yazılar