İnananlar kucaklaşın!

Değerli okurlar, mutlu ve sağlıklı nice bayramlar diliyorum.

Bugün bayramın ikinci günü.

İnsanların barışmasının, kucaklaşmasının emredildiği günler.

İnançlı olduğunu söyleyen siyasilerin bir kısmı hala birbirlerine el uzatmıyor.

Hükümet kurma çalışmalarına gelince, “olmaz olmaz deme, olmaz olmaz” atasözünü anımsatacak gelişme yaşanıyor gibi. Davutoğlu, CHP ile koalisyona daha yakın olduklarını açıkladı.

Yani en olmaz denilen hükümet biçimi.

MHP ise pusuda bekliyor. AKP, CHP ile koalisyon kuramazsa “ülkeyi hükümetsiz” bırakmayacakmış.

AKP ve CHP yetkilileri de koşulları oluşturmaya başlamışlar.

Bayramdan sonra ak-kara belli olur.

Erken seçim de dahil.

Bir mücadele

Atilla Sertel. Güneş Gazetesi’nde birlikte çalıştığım bir arkadaşım, kardeşim,  İzmir Gazeteciler Cemiyeti’nin önceki Başkanı. İzmir’de CHP’den aday adayı olup önseçime girdi ve kontenjanlardan sonra 6’ncı sıraya yerleşti.

İşte bu sırada, YSK Atilla’nın Basın İlan Kurumu Genel Kurulu’nda Gazeteciler Cemiyetini temsil etmesini,-  akıl almaz bir biçimde- devlet memurluğu olarak yorumladı ve  Milletvekili adayı olamayacağına karar verdi.

Atilla Sertel ve Avukatı Murat Ergün de AYM’ye başvurarak YSK’nın kararına itiraz etti. AYM konuyu ciddi bulup gündemine aldı. Aradan üç aya yakın bir süre geçtikten sonra da, AYM, YSK kararlarının bireysel başvuruya konu olamayacağı sonucuna vardı.

Yani önce incelemeye değer görüyor,  sonra  “yetkisizlik kararı “ veriyor.

YSK bir haksızlık yaparsa, buna kim “dur” diyecek?

YSK, AYM’nin üzerinizde bir kurum mu?

Konuyu, Sertel’in avukatı Murat Ergün’e sordum. Aldığım yanıt özetle şöyle:

“Konuyu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine taşıyacağız.

Bu kararla birlikte Anayasa Mahkemesi kendini inkar etmiştir. Varlık sebebini sorgulatır hale gelmiştir. Çünkü; AYM’ye bireysel başvuru yolu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne gidilmesin diye açıldı. Ve Anayasa Mahkemesi Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne bakmalıydı. Çünkü bu konu Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nde düzenlenmektedir.

Anayasa Mahkemesi’nin; hak ve özgürlüklerden yana olan tavrını bizim davamızda oy çokluğuyla değiştirmesi haklı davamızdaki kararlılığımızı azaltmak bir yana daha da artıracaktır.

Her fırsatta özgürlükten bahsedenler 1980 darbe anayasasının baskıcı hükmüne teslim oldular.

Hukukçulara gere, YSK’nın bu kararı haksız ve hukuksuz. Ne var ki AYM bu konuda yetkisiz olduğunu ilan etti.

Atilla Sertel’le de konuştum, evrensel hukuk kurallarının, adaletin işlememesinden yakındı.

AİHM Atilla’nın sesini duyacaktır sanırım.

Önceki ve Sonraki Yazılar