Mustafa Ülkü Caner

Mustafa Ülkü Caner

İnönü’ye saldırmanın hafif basitliği (2)

İsmet İnönü,
Kurtuluş Savaşı’ımızın ikinci büyük kahramanı,
Lozan’ın başarılı diplomatı,
Türkiye  Cumhuriyeti’ nin kuruluş ve ilk inşaa zamanlarının Başbakanı,
T. C.’nin 2. Cumhurbaşkanı,
Tek başına iktidarken çok partili sisteme geçişin baş mimarı.
Bana sorarsanız en azından tüm önceki başarılarının toplamı kadar önemli bir konu daha var:
2. Dünya Savaşı’na girmeme dehasına sahip bir lider!
İsmet İnönü, 2. Dünya Savaşı öncesi ve esnasındaki kargaşada usta bir dış politika uygulayarak ülkeyi savaş dışında tutabildi.
O, ülke savunması hariç yapılan bir savaşın cinayet olduğunu bilen bir asker, siyasetçi, devlet adamı, lider, kısacası insandı!

İşte bundan dolayı kendisini o yıllarda yokluk ile suçlayan bir gence , “evet haklısın, ancak seni babasız bırakmadım” diyebilmişti haklı bir gururla.
Dış politikayı ve diplomasiyi de Atatürk ‘ün “Yurtta Barış, Dünya’da Barış” temel şiarına dayandırdı.
Son yıllarda ise durup dururken bütün komşularla düşman olup kimileri ile gizli- açık savaş içine girildi.
İşin kötü yanı Amerikalıların Büyük Ortadoğu Projesi’nde sözde eş başkan bile olundu.
Ve Amerika’nın BOP’u için komşularla başımız olmadık belalara girdi.
Neredeyse uçağını düşürdüğümüz Rusya ile savaşa giriyorduk.
Gerçi her ne sebeple olsun, özellikle Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ısrarıyla Rusya ile ilişkiler yeniden toparlanabildi.
Ülkemizin güvenliği için komşumuz Rusya ile ilişkilerimizin iyi olması  hayati bir konudur.
Tarihsel olarak bir tarafta tüm dünya savaşırken o savaşa girmemeyi başaran siyasiler, öte tarafta ülkeyi Ortadoğu bataklığına sokup dışarda savaş halini yaşatan siyasiler.
(Terörle mücadele edilmesini kastetmiyorum. Terörle mücadele gerekli ve şarttır.)
Atatürk , olmaz ise İnönü’ye saldırarak Cumhuriyet’imize ve kurucu Partisi CHP’ye , dolayısıyla günümüz CHP’sine saldırmayı marifet bilenler var..
Hem de Cumhuriyet’in imkânlarını, sağladığı demokrasi ve özgürlüğü pişkin ve pervasız bir şekilde tüm siyasi  ahlak ve terbiye sınırlarını zorlayarak!
Bir de milletle dalga geçer gibi İsmet İnönü’ye iftira ve yalan dolanla, miş, muş iddialarla saldırma cüreti gösteren siyasiler!
Güneş balçıkla sıvanmaz.

Ömürleri boyunca Atatürk’e olmadık yaftalar yapıştırmaya kalkanlar, ani bir şekilde en büyük Atatürkçü kesildiler.
Samimi iseler ne ala! Çok seviniriz.
Ancak İnönü’ye ve CHP’ye saldırmaları bu samimiyetin ciddiliğini sorgulatıyor insana ister istemez.
Gerçi, yarın bir gün İnönü konusunda da “vallahi kandırıldık yine” diyebilir bazıları.
Hukuk devleti, adalet ve gerçek demokrasi olmadan Atatürk’ü veya İnönü’yü  seviyoruz deseniz ne olur?
Sevmeseniz ne olur?

Önceki ve Sonraki Yazılar