Çetin Osman Budak

Çetin Osman Budak

İnsan israfı

Son dönemin en dikkat çeken konularından biri de israftır.
Yaklaşık 3 yıl önce; resmi olarak 1 Milyar 370 Milyon TL harcandığı açıklanan ancak, sonradan eklenen projelerle resmi rakamın 2 katından daha fazla bir maliyete mal olduğu hesaplanan Beştepe’deki bin odalı saray, israfın en büyük ve akılda kalan örneği.
Yapılması planlanan 300 odalı yazlık saray, AKP Genel Başkanı için alınan uçaklar; bakanlar, üst düzey yöneticiler ile Varlık Fonu üyeleri için alınan/kiralanan lüks makam araçları, TÜRGEV ve ENSAR gibi vakıflara yapılan milyarlık aktarımlar…
Ancak en dramatik olanı beşeri sermaye israfıdır.
Kalkınmada en önemli güç; nitelikli bir eğitimle donanmış beşeri sermayedir.
Uluslararası sınavlarda; kalkınmış, demokrasi ve hukukun üstünlüğünü gerçekleştirmiş ülke öğrencilerinin başarısı tesadüf değil.
Türkiye ise; bir yandan beyin göçü, bir yandan da insan gücü plansızlığı nedeniyle her gün işsiz üniversite mezunlarının sayısını arttırarak, beşeri sermayesini tüketiyor, israf ediyor.
Eğitim durumuna göre en fazla işsizlik yüzde 14 ile üniversite mezunlarında.
Kadın üniversite mezunlarında işsizlik yüzde 21.
Üniversite mezunu işsiz sayısı bir ayda 103 bin artarak, 1 milyon 35 bine çıkmış.
Bir rakam daha; ne istihdamda ne eğitimde olan 15-24 yaş grubundaki genç kadınların oranı yüzde 37,1.
Yaklaşık 10 milyon kadın iş arıyor.
Kadınlar eve kapanıyor, kapatılıyor.
Tesadüf ya da şaşırtıcı olabilir mi?
Kesinlikle hayır…
Yüzbinlerce eğitim fakültesi mezunu öğretmen işsiz geziyor ya da ucuz iş gücü olarak inşaatlarda çalışıyor; ne iş olsa yapıyor.
Güvenlik görevlisi olarak görev yaparken şehit düşen çok sayıda eğitim fakültesi mezunu var.
İntihar eden atanamayan öğretmen sayısı 40’ı geçmiş.
Mühendislerin de durumu farklı değil.
Elektrik Mühendisleri Odası’nın araştırmasına göre genç mühendislerde işsizlik oranı yüzde 18,7.
“İşsizlik bütün kötülüklerin anasıdır” tanımlaması, bugün pek çok gencimizin yaşadığı sıkıntının boyutlarını anlatmaya yetmez.
İş bulmak için çalmadık kapı bırakmayan, zaten zor koşullarda olan ailesinden harçlık alamadığı için evden çıkamayan, bunalımın eşiğinde milyonlarca genç var.
Bir yandan da sanayi sektörü, işe uygun nitelikte iş gücü arıyor.
Bu tablonun sorumlusu 15 yıldır ülkeyi yöneten AKP hükümetleri ve planlamayı, özellikle de insan gücü planlamasını tamamen rafa kaldıran adımlarıdır.
Son üniversite yerleştirmelerinde elektrikelektronik, makine ve bilgisayar mühendisliğinin aralarında bulunduğu mühendislik programlarında yaklaşık 5 bin kontenjan boş kalırken, arttırılan ilahiyat kontenjanlarında yüzde 100’lük doluluk oranlarına gelinmiş!
Bu sonuç; kalkınma yolunda atılmış dev bir adım olarak alkışlanabilir mi?
Ya da ortaokul ve lise seviyesindeki tüm okulları, imam hatibe dönüştürme gayretkeşliği; işsizliğe çare arayışı olarak görülebilir mi?
Değil elbette…
Bir yanda bin odalı saraylarda ve varlıklı fonlarda israf edilen kaynaklar, bir yanda dolmuşa, otobüse binecek parası olmadığı için sokağa çıkamayan gençler…
Bir yanda iş bulamadığı için intihar eden öğretmenler, bir yandan iş gücü ithal eden fabrikalar…
İsraf büyüyor...
Türkiye geleceğini kaybediyor

Önceki ve Sonraki Yazılar