Vesayet

Zaman gazetesine dair beğendiğim tek şey, reklam sloganıdır: “Gerçekler ‘Zaman’la anlaşılır.” İşte bu güzel cümleden yola çıkarak, ‘Zaman’ı biraz geriye sarmak ve ‘Fenerbahçe Operasyonu’nun başladığı günlere dönmek istiyorum. Bakalım o ‘Zaman’ neler yazılıp çizilmiş?

İhsan Dağı: Şike iddialarının incelenmeye alınması bence Ergenekon soruşturması kadar önemli, bazı kulüp başkanlarının gözaltına alınmaları generallerin tutuklanmaları kadar tarihi. Türkiye artık şeffaf ve temiz olacak. Herkes bunu anlamalı. (05.07.2011)

Bülent Korucu: Adı geçenlerin aklanması veya ceza almasına bakılmaksızın, sporun kronik yapısal meselelerine el atılmalı. Partilerde bir şansımız var, halk partiyi yok edince başkanlar da aynı pakette ortadan kalkıyor. Kulüpleri yok etme ihtimali olmadığına göre yönetimlerin demokratikleştirilmesi kaçınılmaz. (05.07.2011)

Mehmet Kamış: Birbiriyle doğrudan ilişkisi olmasa da devlet bir taraftan, kendi içinde suça bulaşmış, çeteleşmiş organizasyonların içine girmiş ve suç işleyen şebekelerden kurtuluyor. Bir taraftan da, spordaki kokuşmuşluğun üzerine gidiyor. Bu durumu, ‘Yeni Türkiye’ açısından umut verici bir gelişme olarak değerlendirmek mümkün. (06.07.2011)

Hüseyin Gülerce: Aziz Yıldırım’ın da bulunduğu 60’tan fazla kişi gözaltına alındı. Öyle şaşkınlık falan da yok. Ve herkesin aklına ilk gelen, Ergenekon oldu. Çünkü Ergenekon ve Balyoz davaları gösterdi ki, bu ülkede artık dokunulmazlar kalmadı. “Futbolda Ergenekon olur mu?” sorusu bugün anlamsız bir sorudur. Darbeciler varsa, medyaları, işadamları, çeteleri, kozmik adamları vardır. Bu ülkede yüzyıldan beri vesayet rejimi var. Mücadele, vesayet ile demokratikleşme arasındadır. Vesayetin bütün ağaları, bu arada futbolun ağaları da kaybetmeye mahkûmdur. (06.07.2011)

Fehmi Koru: Siyasette 'şike' yapmaya kalkışanlarla mücadeleyi başarıyla sürdüren yargının, siyasete bakan yüzü de bulunan futbolda da kurallar hâkimiyetini sağlamak için kolları sıvadığını görüyoruz. (06.07.2011)

Ekrem Dumanlı: Şike soruşturması futbolda bir milattır. Artık hiçbir şey eskisi gibi olamaz. Kulüpler, kulüp yöneticiliği, federasyon, hakemlik müessesesi vs. Her şey tepeden tırnağa yeniden şekillenecek. (11.07.2011)

Mehmet Kamış: Türkiye'de yıllardır üzerine gidilip sonuç alınamayan ve sürekli tartışılan şike konusunda bu kez çok ciddi belgelerle bir operasyon yapılıyor. Bugün Türkiye'nin geldiği noktada her şey yeniden eskisi gibi olamaz. (13.07.2011)

Şahin Alpay: Anlaşılan konu sadece şike değil. Asıl şaşırtıcı olan, nasıl olup da artık yargının şikenin de üzerine gidebildiği... Bana göre, Türkiye nihayet vesayet düzenini bütün kirli parçalarıyla tasfiye çabasına girdiği için... Federasyonun hiçbir şey olmamış gibi davranmasını anlamak mümkün değil. Disiplin önlemleri alınsın, leke silinsin. (14.07.2011)

Hüseyin Gülerce: Kelimenin tam anlamıyla futbolda yer yerinden oynayacak. Futboldaki soruşturmanın sarsıntıları, vesayetin surlarında, Ergenekon davasından sonra ikinci büyük gediği açabilir. Ben bu olayı, Danıştay saldırısının Ergenekon davasına bağlanması kadar önemli görüyorum. Bu kadar net söylüyorum. Zorda olan, futbolun ağaları değil, asıl vesayetin ağalarıdır. Direnmelerinin anlamsız olduğunu kabul etmedikleri için daha hızlı tasfiye olacaklardır. Futbolun dokunulmazlarına dokunulunca, bir kısım medyada da telaş başladı. Ama pek çok arkadaş, “Sıra medyaya da gelecek” demişlerdi. Galiba haklı çıkacaklar... (15.07.2011)

Hüseyin Gülerce: Genelkurmay'ın, Ergenekon ve Balyoz davalarında yaptığı hatayı, TFF de yapıyor; süreci yanlış yönetiyorlar. En önemli sebep, Türkiye'deki değişimin/demokratikleşmenin okunamamasıdır. İkincisi de, yeni durumu bir türlü kabullenememedir. Vesayetçilerin gafleti, bir gün kendilerinin de yargıda ifade vereceklerini hiç hesaba katmamış olmaları. İçine düştükleri durumun geçici olduğunu zannettiler. (22.07.2011)

Merkezi Pensilvanya’daki bu gazetenin son haftalarda sıkça, “Cemaat, Fenerbahçe’yi neden ele geçirmeye çalışsın?” diye sorması, olsa olsa, hatta Ünal Aysal’a kalsa, “Sadece tesadüf” diyelim hadi… Peki Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ’ın dünkü açıklaması nedir o zaman; “Vesayeti biz kaldırdık. Bir yandan askeri ve sivil vesayete karşı, çeteye, mafyaya, başka güç odaklarına karşı Türkiye’yi rahatlatan, milletin önünü açan adımlar atarken, öte yandan başka vesayet makamlarının oluşmasına da izin verilemez. Özel yetkili mahkemelerin, yasaların kendilerine çizdiği sınırlar içerisinde görev yapması lazım.”

Yıllardır, dil altında saklanan baklanın adı budur işte; Vesayet! Türkiye’nin vesayeti…

Bu kavga ne kadar sürer, kim kazanır, kim rezil rüsva olur bilmiyorum. Bildiğim tek şey, hep burada olacağımız ve hep direneceğimizdir. Çünkü her Fenerbahçeli’nin kağıda yazılmayan ‘vasiyet’i bellidir. Gerçekler ‘Zaman’la çok daha iyi anlaşılacak. Ve siz beyler, ‘İnsafa Davet Olimpiyatları’ düzenleseniz bile, bu vebalin altından kalkamayacaksınız!

Önceki ve Sonraki Yazılar