İş kazası değil sistematik cinayet

Anadolu’daki bir üniversitemizde konferans salonunda iş sağlığı uzmanı kısa bir video göstereceğini ve seyredeceğimiz videonun sonunda işçinin ölümünü göreceğimizi söyledi. Amacı salondaki 300 mühendislik öğrencisini iş sağlığı konusunda uyarmak ve bilgilendirmekti. Fotokopi makinesine benzeyen bir makinenin başında işçi cam bir levhayı makinenin altına yerleştiriyor, düğmeye basıyor ve kapak kapanarak bir ton dolayında bir baskıyı cama uyguluyor. Kapak açılıyor ve işçi bitmiş ürünü kapağın altından alıyor. Bu olay sürekli tekrarlanıyor. Bir ara tıkanıklık oluyor ve işçi kapağın altına uzanarak tıkanıklığı gideriyor. Bu olay birkaç defa sorunsuz oluyor. Ancak en sonunda işçi kapağın altında iken kapak üzerine kapanıyor ve işçi feci bir şekilde ezilerek can veriyor. Kameralar fabrikaya monte edilmiş olduğundan olay sonrası bu video izlenebiliyor. İşçi kapağın altında ezilirken salonda inanılmaz bir şey oldu. İzleyen öğrencilerden on- on beşi sanki bir komedi izliyormuş gibi güldüler. Gençlerimizin çoğu her gün savaş konulu bilgisayar oyunlarını saatlerce oynuyorlar. Oyunda birisini öldürmek çok keyifli bir olay oluyor sanırım. Bütün bu oyunlar ve filmler acaba böyle bir insan yaratmak için mi?

Sunucu bu gülenlere çok şaşırdığını söyledikten sonra, bu riskin nasıl ortadan kaldırılabileceği üzerinde durdu. Kapağı kapatan düğmenin makinenin her iki yanında iki tane olması bir çözüm imiş, böylece işçi ancak ikisine birden basarak iki elini ve başını makinenin altından çekiyor ve kapanma işlemi başlıyor. Bunun yanında otomobillerin pencerelerini kapatırken, arada el olduğunda algılayarak pencerenin kapanmasını durduran sistemlerden söz açtı. Bunun kolaylıkla makineye eklenebileceğini belirtti. İşçinin monoton olan bu işi yaparken ve geçim sıkıntısı dâhil birçok sorunları olduğunda, dikkatsizliğin kolaylıkla oluşabileceğini de eklemeyi unutmadı.

Makineyi tasarlayanlar bunları akıl etmiyorlar mı? Bence ediyorlar. Bu konuda devlet bir kontrol sistemi kurabilir. Hatta işçiler ve temsilcileri doğrudan bu makinelerin tasarımında ve fabrikaların denetimlerinde yetkilendirilebilir. Ancak var olan sistemde bunlar çok güç gerçekleşiyor. Bu makineler satılırken ucuz olması isteniyor. Şirketin ortaklarının kârı en ön plana alınıyor. İş güvenliği çok gerilerde düşünülüyor. Ölen işçiyi kurtaracak sistemin makineye eklenmesi kaç liralık bir maliyeti gerektiriyordu merak ediyorum. Bu ölüm de kader değildi.

Bütün bunları düşen asansör nedeniyle yazıyorum. Bu olayda da güvenliği arttırmak için birçok önlem alınabilirdi. Ancak maliyeti arttırıyorsa patron neden bunları uygulasın? Batılı ülkelerde neden bu kazalar daha az oluyor? Çünkü toplumsal baskı çok yüksek. Olay cinayettir, ama kader/kaza diye nitelendiriliyor. Kuzuların sessizliği sürdükçe bu olaylar ne yazık ki tekrarlayacak.



Önceki ve Sonraki Yazılar