İşadamı örgütleri 'seyahat acentesi'ne dönüştü

Türkiye’de siyasiler her gittikleri yere bir uçak dolusu işadamı götürmeyi seviyor. Özal ile başlayan Demirel’in sürdürdüğü bu gelenek, AKP döneminde artık tam bir gösterişe dönüştü. Başbakanlığı döneminde her gittiği yere yüzlerce işadamını da götüren Recep Tayyip Erdoğan, bu geleneği cumhurbaşkanlığı sürecinde de devam ettiriyor. Bu elbette iş dünyası için olumlu bir yaklaşım, yanlarında devlet yetkilileri varken ziyaret edilen ülkenin yöneticileriyle görüşmek sorunları çözmede, kapıları açmada fayda sağlıyor. Ancak artık bu iş sadece bir gösterişe dönüşmüş durumda.

Nasıl mı? Açıklayayım...

Önceden bu tür organizasyonları TUSKON yapardı, biliyorsunuz şu sıralar Fetullahçı olduğu için gözden düşen, yüzlerce üyesi istifa eden, yöneticilerinin bir kısmı yurtdışına giden TUSKON... Gazetecilik hayatımda TUSKON’un düzenlediği “iş köprüsü” adı verilen birkaç etkinliğe katılmıştım. Afrika’yı anlatayım... Afrika’nın onlarca ülkesinden sayıları bini geçen işadamları, İstanbul’a bir TUSKON organizasyonu ile gelmişti, devasa bir salonda kurulan standlarda kimin kiminle, saat kaçta, hangi konu hakkında görüşeceği günler öncesinden belirlenmişti. Afrikalı işadamları yapmak istedikleri iş hakkında Türkiye’den işadamlarıyla görüşmeler yapıyordu. Her ülkenin birkaç mihmandarı vardı ve aynı anda yüzlerce görüşme aksaksız yerine getiriliyordu. Bu toplantıların yurtdışı ayağına katılmadım ancak tanık olan gazeteciler aynı manzaranın orada da olduğunu anlatıyordu.

İş gezisi düzenleyen bir başka kurum ise Türkiye İhracatçılar Meclisi... Saatlere olan tutkusuyla tanına dönemin bakanı Zafer Çağlayan ile dünyanın etrafında birkaç tur atacak kadar iş gezisine çıktılar. TİM yöneticilerinin, çalışanlarının evlerine dahi uğramadığı bu iş seyahatlerinin birkaçına ben de katıldım. Zafer Çağlayan’ın protokol ziyaretleri ardından da bir iş konseyi toplantısı dışında pek de verimli olduğunu söyleyemeyeceğim. Bu TİM’in işi beceremediğinden değil, neredeyse Türkiye’ye gelip hazırlık yapacak zamanı bulamamalarından kaynaklanıyordu.

Bir diğer örgüt ise DEİK... Hani bir gecede yasası değiştirilip TOBB’dan alınıp Ekonomi Bakanlığı’na bağlanan DEİK. Bu konuyu zamanında anlatmıştık, TUSKON’un yerine alternatif yaratmak için yapılan bir girişimdi ancak son izlenimler bu adımın pek de başarılı olmadığını gösteriyor. Artık Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da Başbakan Davutoğlu’nun da birçok resmi gezisine katılacak işadamlarının organizasyonunu DEİK yapıyor. Geçenlerde Başbakan Davutoğlu, İran’a bir gezi düzenledi. Bir işadamına geziye katılıp katılmadıklarını sordum, “Bize seyahatten 2 gün önce haber verildi, o süreçte İran’da ne yapacağımız, hangi şirketlerle görüşeceğimiz konusunda bir girişimde bulunmak imkansızdı, katılmadık” dedi. Sonra da ekledi: Zaten son yıllarda bu tür iş gezileri, birkaç gün önceden netleşiyor, birçok işadamı gidip orada görüşmeler yapamıyor, zorunluluktan katılıyor.

İş dünyası örgütlerinden birinin yöneticisine de aynı konuyu sordum. Gülerek “Bu konuyu hiç konuşmayalım, artık gösterişe dönüştü. Bazı işadamları geziye katılıyor, 3-4 saatlik bir uçak yolculuğunda başbakan ya da bakanlarla konuşuyor, çözülmesi gereken bir işi varsa onu anlatıyor. Uçak indikten sonra havalimanından çıkmadan yeniden Türkiye’ye dönüyor.”

Evet durum bu, öyle gazetelerde, TV’lerde iki uçak dolusu işadamıyla düzenlenen gezilerden uzun zamandır hiçbir sonuç çıkmıyor. Oysa harcanan onca zaman, para, emek ülkenin kaynaklarından gidiyor. Artık iş dünyası örgütlerinin bu gereksiz zaman kaybını tolere etmeyip daha verimli toplantıların düzenlenmesi için ön ayak olması gerekiyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar