Ziya Gökalp Mülâyım İçin…

Ankara’da Ziya Gökalp Mülâyim’in açtığı resim sergisindeyiz (*).

Birçok tanıdık var, sergiyi görmeye gelen.

Ressamlar, bilim insanları, politikacılar…
İlk gözüme çarpanlar; Özden Toker, Yekta Göngör Özden, Şerafettin Turan, Korkut Boratav, Aylin Nazlı Aka, Ruşen Keleş, Birgen Keleş, Özer Gürbüz, Neccar Türkcan, Oya Araslı, Yakup Kepenek, Yılmaz Ateş, Abdullah Emre İleri, Hasan Pekmezci, Mehmet Başman…
Ankara Üniversitesi’nin önceki rektörü Prof. Cemal Taluğ ve ressam Prof. Zafer Gençaydın’la ayaküstü söyleşiyoruz.
Zafer Gençaydın, John Berger’in “Hiçbir söz gördüklerimizin tümünü tam anlatamaz” sözünü aktarıyor.
                                                                       ***
Ziya Gökalp Mülâyim, aslında tarım ekonomisi profesörü. Kooperatifçilik konusunda yazdığı kitap birçok baskı yaptı.

Geçmişte başarılı bir siyasetçiydi.
1973-79 yıllarında CHP Samsun Senatörlüğü, 1977-79 yılları arasında ise Senato Dışişleri Komisyonu Başkanlığı yaptı.

Seksenini aşmasına karşın bugün de durmadan üretiyor.
Konuşuyor, yazıyor, çiziyor.
Geçenlerde Pembe Köşk’te İsmet İnönü ile ilgili anılarını anlattı.
Bugünkü siyasetçilerin ders alması gereken çok ilginç şeyler söyledi.
Yakında bu söyleşinin kitap olarak bastıracağını da söyledi.
Ankara Üniversitesi, bu 18 Mart’ta seksenini aşan ‘çınarlarına’ beratlar verdi. Bu seçkin kişilerden biri de Ziraat Fakültesi’nde yıllarca öğretim üyeliği yapan Ziya Gökalp Mülâyim’di.

***

Ziya Gökalp Mülâyım’ın bu 13. kişisel sergisinde son üç dört yılda yaptığı suluboya resimleri var.
Ankara’dan, İstanbul’dan yazları uzun süre kaldığı Datça’dan, arada bir gittiği Marmaris’ten, Bodrum’dan bir köşeyi yansıtmış.
Genellikle deniz kıyısı…
Balıkçı tekneleri, yatlar, evler…
Güneş batarken göğün, denizin, dağların görünümü…
İnsanın içi aydınlanıyor, Ziya Gökalp Mülâyım’ın resimlerine bakarken.
Bedri Rahmi Eyüboğlu’nun “Şöyle ressam gözüyle seyredelim” dizesini anımsıyorum.
Ressam sizin görmediğinizi görüyor, öne çıkarıyor, yeniden yaratıyor.
Bir tabloya bakarken, Ziya Gökalp Mülâyım, “Görmüşsündür, Moskova’da Nazım’ın mezarı” diyor.
Birden Nazım Hikmet’in mezarını, mezarının başında okuduğumuz şiirleri düşünüyorum.                                                
Bir başka resmin üzerinde ‘Her Yer Taksim, Her Yer Direniş’ yazılı.
Etkilendiği ne varsa, suluboya ile ölümsüzleştirmiş Ziya Gökalp Mülâyım.

***

Ezber, gördüklerimiz unutulur gider.
Alışkanlıklar, sanatsal etkinliklerse yaşam boyu sürer.
Eskiden okullarda resim, müzik, beden eğitimi en önemli derslerdi.
Bugünse, varsa yoksa testler, ezberler.
Çocukların, gençlerin çoğu yapan, üreten değil, izleyici.
Sanat eğitimi yasak savar gibi.
Ortaokullarda resim, müzik, beden eğitimi dersleri birer saat.
Liselerde o bile yok.

***

30 Mart’ta 2014’te bir hafta sonra yerel seçimler var.
Kazanan yerel yöneticilerden sanatsal etkinliklerin, spor çalışmalarının yapılabildiği ortamlar sağlamasını dileyelim.          

Hiç olmazsa okulda kaçırdığını yaşamda bulabilsin, içindeki yetenekleri geliştirebilsin insanlar. Yaşama tutunsun, üretimiyle güzellikler katsın.
Bunun en güzel örneği coşkuyla üreten, ölümsüz yapıtlar ortaya koyan Ziya Gökalp Mülâyım.

En güzeli, John Berger’in sözüne kulak vererek resim sergisini kapanmadan kendi gözünüzle görün.

(*) Sergi Üsküp Caddesi No 35’te  Medya Sanat Galerisi’nde 31 Mart’a kadar açık.

NOT: Yarın Yükseköğretime Geçiş Sınavı’na (YGS) girecek gençlerimize başarılar dileriz.

Önceki ve Sonraki Yazılar