Sağda, solda, kongrelerde sallamak konuşmak kolay

Özellikle 3 Temmuz 'ŞİKE' süreciyle başlayan kaos, her türlü dalga dümen, çirkinlikler, ayak oyunları, kayırmalar kollamalar, pislikleri kapatma gayretleri, taraflı ve adaletsiz yönetim anlayışı bir anda Türk futbolunu öylesine sardıki, artık yakamızı kurtarmak aklanmak düzlüğe çıkmak neredeyse imkansız bir hale geldi...
Maalesef bu rezil ortamdan hemen herkes payına düşeni fazlasıyla aldı daha da acısı almaya devam ediyor... Bazıları bu kirli ortamın kaymağını yerken bazıları da hem de hiç suçları yokken bedel ödemeye zorlanıyor...
Kabul etmek gerekir ki, 3 Temmuz 'ŞİKE' sürecinin faturasını Galatasaray'a ödettirmek isteyenler son zamanlarda sinsice başlattıkları kıyım ve imha operasyonlarını iyice açığa çıkarmaya başladılar...
Bunun en güzel örneklerini ise Galatasaray'da görüyoruz... Fazla ayrıntılara girmek istemiyorum, çünkü yaşananları herkes biliyor.
Galatasaray 25 Ekim'de bir kongre daha yapacak... Dışardakiler neyse nede asıl içerdekilere bakmak lazım...
Söz de bunlar Galatasaraylı; kongrelerde, divan toplantılarında, sağda solda, o kanal senin bu tv benim konuşup duruyor...
İşleri güçleri hep sallamak, karalamak, 'yandık, bittik, battık' muhabbetleri ve daha da ileri gidilerek tam da Galatasaray düşmanlarının istedikleri şekilde sözde eleştiri adı altında yapılan karalamalar...
Tablo meydanda, Galatasaray'ın sıkıntılara, zaman zaman yapılan hatalara rağmen doğru yolda, yarınlarının aydınlık olduğunu görenler ne yazık ki, bu durumdan rahatsız oldukları içi suyu bulandırmaya çalışıyor...
Bülbül gibi sağda solda şakıyanlara, atıp tutanlara her şeyi bu kadar iyi bilenlere işte fırsat kongrede başkanlığa yönetime talip olun...
Beğenmediğiniz 'Galatasaray'ı batırdı' dediğiniz Aysal'ı gönderin yerine sizler geçin, kulübü yönetin batmaktan da kurtarın!..
Ama hayır bunlar da ne böyle bir cesaret ne de istek, ne de yürek var. Sadece konuşurlar, atıp tutarlar karşılığında da bir yöneticilik kaparsa gel keyfim gel.
Asla taşın altına ellerini sokmazlar... İşleri güçleri orda burda boş boş konuşup Galatasaray düşmanlarının ekmeklerine yağ sürmektir...
Galatasaray'ı yönetmek maceracıların işi değildir...
Galatasaray'ı yönetmek, akıl ister beceri ister yürek ister, çağa ayak uydurmak ister...
Ünal Aysal dönemine bakıldığı zaman sportif alanda Galatasaray'ın taraftarını gerçekten memnun edecek, gurur duyulacak başarılar elde ettiğini herkes görecek...
Neyse fazla uzatmayalım, hiç kimse kişisel reklam ve çıkarları için boş boş konuşmasın, atıp tutmasın.
25 Ekim'de kongre var, yüreğiniz yetiyorsa koyun adaylığınızı gelin yönetime...
Ne kadar Galatasaraylı, ne kadar delikanlı ve cesur olduğunuzu, yetenekli, bilgili, maharetli, iş bitirici olduğunuzu görelim...


Önceki ve Sonraki Yazılar