Kavgayı uzaylılar mı çıkarttı?

 İnsanın bir yere “Ait olma” güdüsünün, “Grup hisleri”yle düşünmesinin birçok sakıncası vardır. (Dini, ladini fark etmez!) Bunun kaçınılmaz sonuçlarından biri ise mensubu bulunduğunuz grup bir yanlış yapsa dahi siz halen sorunu “Dışlaştırma”, sorumluluğu “Diğerleri”ne yükleme davranışı içerisine girersiniz. Hele bir de üstüne “Siyasi hırslar” binmişse… Duymak istediklerinizi duyar, istemediklerinizi halının altına süpürürsünüz! Böylelikle “Grubun çıkarı” her şeyin önüne geçer ve siz iç benliğinizde sorular taşısanız dahi bunları sorgulamaz, başkalarını suçlar veya “Şimdi sırası değil” diyerek kendinizi ait  hissettiğiniz kesime toz konduramazsınız. İlginç bir psikolojik “Savunma  mekanizması” dır bu. En temel insan zaaflarından biri… Hatta durumu daha da ileri götürüp sizin ön kabulünüze uymayan düşünce ve kişileri hemen “Fesatçılar” diyerek veya zihinsel çekmecenizde zaten hazır bulundurduğunuz “Klişe” suçlamaları karşı tarafa yüklersiniz. İnsanlık tarihinin en temel paradoksudur bu; “Ben”in “Biz”e feda edilmesi… Beynin, vicdanın, kişiliğin gönüllü olarak zapturapt altına alınması… Belli ki şimdi yaşanan son “MİT tartışması” nedeniyle bir kesimde benzer duygular yaşanıyor. Hatta hafif “Panik hali” mevcut. Yeniden bir “Büyük düşman” motifi yaratılarak atılmış adımın sonuç ve sorumluluklarından sıyrılmak isteniyor. Anlaşılan tabloyu biraz sislendirmek gerekiyor. Ya da çevir kazı yanmasın!.. O kadar ki artık kavga edenler değil, kavgayı onlardan farklı yorumlayanlar adeta “Suçlu” duruma düşürülüyor. Sanki kavgayı çıkartan onlarmış gibi. Diğer bir deyişle ortalığı tozu dumana katanlar değil, “Bakın kavga var” diyenleri adeta linç edilecekler. Bir “Düşünce terörü” dür ki başladı gitti. Kendi  komplekslerini bile özgür yorum hakkını kullananlara yıkacaklar. Yani diyorlar ki sorunu da biz tayin ederiz yorumu da biz yaparız. İnsaf kardeşim, daha üç gün önce birbirinize demediğinizi bırakmayan siz değil miydiniz? ( Peki “O halde sizce kim ya da ne?” sorusuna da dişe dokunur bir cevap yok.) Pes doğrusu! Neymiş efendim “Çatışma var” diyenler “Çatışma çıkartmak istiyor” muş, “Tuzak” kuruyorlarmış. Uyduruyorlarmış. Yahu çatışmanın hasını zaten çıkartmışsınız çıkartacağınız kadar. Daha ne olsun? Tuzak deseniz âlâsı kurulmuş. Böyle düşünenlerin, yazanların elinde hükümet, adliye, polis, MİT’ mi var ki çatışma çıkartsınlar? (Bu arada “Muhalif” denen kesimde hakikaten böyle ümitler besleyenler varsa onların da aklını karışlarım. Siz kendi “Muhalif  gücünüz”e değil, iktidar bloğu içindeki çelişkilere ümidinizi bağlamışsınız derim.) Bu da ayrı bir yıldırma, saptırma politikası demek ki!.. Bunları dinleyince sanırsınız ki, falanca X gezegeninden gelenlerle filanca X gezegeninden gelenler birbiriyle kapışmış. Bazen hakikaten bir X gezegeni olsa da biz de çekip gitsek diye düşünüyorum. Bıktırdılar artık…

Önceki ve Sonraki Yazılar