Köy enstitüleri ve Başbakan'ın çelişkileri

Her 17 Nisan’da adı konmamış bir eğitim bayramı yaşarız.
İsmail Hakkı Tonguç’la birlikte köy enstitülerinin kurucusu Hasan Âli Yücel bir yazısında şöyle diyor:
“17 Nisan bir bayramın tarihidir. Unutulmuş, hatta hatıra geldikçe hafızalardan çıkarılmak istenmiş bir bayramın tarihi… bir tarih ki, her yerden silinse bile tarihin taş bağrına hakkolunmuştur, bir tarih ki, ne kadar meçhul bırakılmak istenirse istensin, gelecek onu bütün incelikleriyle bilecektir.” (F.O. Bayır, Köyün Gücü s:226)

 
Birçok yerli ve yabancı, köy enstitülerinin önemini, inceliklerini öğrenmesine karşın kimileri anlamamakta direniyor.
                ***
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, birçok konuda yaptığı gibi, köy enstitüleriyle ilgili de çelişik, yanlış şeyler söylüyor.
 11 Eylül 2003 tarihinde televizyonda yaptığı “Ulusa Sesleniş" konuşmasının bir yerinde  "Yalnız Türk eğitim tarihi bakımından değil, dünya eğitim tarihi bakımından da çok orijinal bir girişim olan köy enstitüleri uygulamalarının bilimsel bir analize tabi tutulmalarını ve deneyiminden, bugün, özellikle, bilişim ve genetik tarım teknolojilerinin eksen alınarak, biz nasıl yararlanabiliriz diye araştırılmasını istedim." dedi.
                    ***
Yazılı bir soru önergesiyle Sayın Başbakana sorduk; ne oldu, böyle bir söz vermiştiniz, ders kitapları, programlar değişiyor, köy enstitülerinden, oralardan çıkan yazarlardan yararlanıyor musunuz; 17 Nisan’ın bayram olması için 97 milletvekiliyle birlikte verdiğimiz yasa önerisini benimsiyor musunuz, diye.
O zamanki Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, Başbakan adına 23.6.2006 tarihinde verdiği yanıtta soruları yuvarlak sözlerle geçiştirerek “Çok sayıda resmi gün ve hafta olduğundan 17 Nisan’ın ‘Eğitim Bayramı’ ilan edilmesini öneren söz konusu kanun teklifinin yasalaşmasının uygun olmadığı görüşündeyiz” dedi.
                ***
Başbakan, 23 Kasım 2010 tarihinde TBMM’de yaptığı grup konuşmasında da şunları söylüyor:
       “CHP'nin tarihi boyunca eğitimle ilgili tek faaliyeti ve tek tartışma konusu şekil olmuştur, kılık, kıyafet olmuştur, yasaklar olmuştur. Eğitim enstitüleri (köy enstitüleri demek istiyor) nostaljisiyle yatıp kalkan CHP, oradaki tek tip insan yetiştirme hülyasından başka eğitime ilişkin hiçbir hayal kuramamıştır, bugün de aynı hayaldedir onu da söyleyeyim.”
    İktidara geldiğinde ulusa açıkladığı, söz verdiği bir konuyu, aradan 7 yıl geçtikten sonra unutuyor, kuruluşların adını bile karıştırıyor.
                    ***
Cumhuriyetin eğitim anlayışını kökünden değiştiren, öğretim birliğini yok eden 4+4+4 kesintili eğitim yasasını savunurken de Başbakan, şubat ve mart aylarında partisinin grup toplantılarında köy enstitülerine talihsiz sözlerle saldırdı.
Özgür, üretici insan yetiştiren bu kurumları “formatlanmış” eğitim yapmakla suçladı.
Başbakan sadece gerçeklerle değil, kendi sözleriyle  de çelişiyor.
Ne yapılırsa yapılsın, köy enstitüleri unutturulamayacaktır.
İzleri günümüze kadar sürüp gelen Cumhuriyetin bu başarılı eğitim kurumlarının inceliklerini yeni kuşaklar öğrenmeyi sürdürecektir.
 

Önceki ve Sonraki Yazılar