Mustafa Ülkü Caner

Mustafa Ülkü Caner

İstifa mı?  O da ne?

Bizde siyasetçi veya yüksek bürokrat istifa bilir mi?

Aslında büyük meziyettir istifa! Vallahi çağdaş demokratik toplumlarda  istifa diye bir şey var!

Koltuğun temsili gücünü kendisiyle özdeşleştirir şaşkınlar ve dünyanın sonuyla bir tutarlar koltuk kaybını.

Hâlbuki hayat belki  daha güzel bile sürer, yapış yapış  koltuklar  olmadan da. Mesela, Almanya Cumhurbaşkanı Christian Wulff 2012 yılında düşük faizle kredi çektiği ve basına bu konuyu yazmaması için telkinde bulunduğu için istifa etti.

Çarşamba günkü makalemde TBMM Darbe Girişimi İnceleme Komisyonu Başkanı Reşat Petek’in 1967 tarihli sahte makbuz ile CHP ile Fetö çete reisi Fethullah Gülen arasında bağ kurma  girişimi ile ilgili yazmıştım.

Gerçi sonradan bu belgenin kendisine nereden geldiğini bilmediğini söylemiş…

Pardon bilmiyormuş ve lütfetti söyledi ya,  iş kapansın.

Bu kadar basit!

Anamuhalefet Partisi CHP’yi sahte belgeyle çamurla, sonra bilmem ki nereden geldi çakma belge de ve hiç bir şey olmamışçasına gününe devam et!

Bu ancak maalesef burada , ‘dostumuz’  Sudan’da vb. ülkelerde olur.

TBMM Darbe İnceleme Komisyonu Başkanlığı gibi önemli görev ile onurlandırılan bir milletvekili bu kadar basit kurtulamaz sahte belgeyle Anamuhalefet Partisine attığı bu çakma suçlamadan!

Yarın,  başka kişi, makam ve kurumlara da aynı davranışta bulunmaz mı böyle bir zihniyet?

Biraz yakın geçmişe dönelim

Yıllardır Türkiye’de herkesin bildiği, medyada yazılan çizilen çok gizli bilgidir aslında Fethullah Gülen denilen tarikatçı çete reisinin dünya çapında Amerika hesabına iş gördüğü hususları.

Sahte makbuz olayı bizi Google’da  iki dakikalık araştırma yapmaya sevk etti, yani vesile oldu:

Pekâlâ FETÖ darbe girişimini inceleyecek TBMM komisyonuna başkanlık yapan AKP milletvekili Reşat Petek, Amerika’nın adamı tarikatçı terörist  Fethullah Gülen ile ilgili daha önce neler söylüyordu acaba (?) sorusu takıldı aklımıza.

Bazı demeçlerini ve açıklamalarını aşağıda yorumsuz koyuyorum:

24 Haziran 2008’de; O zamanların ‘Fethullah Gülen Hocaefendi’si  “laik devlet yapısını değiştirmek ve yerine dini kurallara dayalı bir devlet kurmak amacıyla yasa dışı örgüt kurup bu amaç doğrultusunda faaliyette bulunmak” suçlamasıyla yargılandığı davadan beraat edince Reşat Petek ZAMAN gazetesine şöyle demeç verir: 

“Fethullah Gülen hakkındaki yargı yolu kesin olarak kapandı. Usul hukuku anlamında artık yargılama bitmiş oldu.

Aynı eylemlerden dolayı tekrar dava açılamaz.”

Fethullah Gülen’in başka avukata mı ihtiyacı vardı sanki dimi! 12 Haziran 2009’da; Taraf gazetesi, bugün sahteliği kanıtlanan “AKP ve Gülen’i Bitirme Planı”nı manşetine taşıdı. 

Yine Zaman’a konuşur Reşat Petek:  “Bazı medya organlarında bir süreden beri ‘F tipi’ tabirini görüyorduk.

Dillerindeki baklanın planlı bir şekilde piyasaya sürüldüğü şimdi anlaşılıyor.

Millet olarak çok daha uyanık olmak zorundayız.” 2011 yılında; Reşat Petek TV8’de Fethullah Gülen’i şu sözlerle savunuyordu:

“Hakkında açılan tüm davalardan, Sayın Fethullah Gülen Hocaefendi’nin beraat etmesine ve bu beraat kararının kesinleşmesine rağmen, Ergenekon yapılanmasının parlamentodaki uzantıları tarafından ‘çete’ diye hakkında Meclis kürsüsünden konuşma yapanlar oldu.”

2 Aralık 2013. AKP-Cemaat savaşında tansiyonun yükselmeye başladığı süreçler... 

Star gazetesine konuşuyor; “Petek, Fethullah Gülen Hocaefendi ve AK Parti’yi beraber hedef alan yapıların, AK Parti’nin bu süreçten güçlenerek çıktığını görünce bu kez Cemaat ve AKP’yi birbirine düşürmeye çalıştığını söyledi.”

İşte Cemaat’in 15 Temmuz darbe girişimi ve faaliyetlerini araştırması için görevlendirilen  bugünün AKP milletvekili Reşat Petek budur. 

Pekâlâ, kendisi istifa etmeyi düşünür mü?

Hiç zannetmem!

Peki, sizin samimi olarak O’ nun incelemelerine inancınız var mı?

Önceki ve Sonraki Yazılar