“İyi muuz..!”

Geçen hafta siyaset hayatımıza yeni bir parti “İyi Parti” adı ve “Türkiye İyi Olacak” baş sloganı ile katıldı. Kendilerine başarı- lar diliyorum. Partinin kurucuları, ağırlıklı olarak, Milliyet- çi Hareket Partisinden atılmış ya da kendi arzusu ile ayrılmış kişilerden oluşuyor. Bu değerli zevat, partilerinden siyasal ya da ideolojik görüş ayrılıkları nedeni ile ayrılmış insanlar değiller.

MHP'de parti genel başkanından çok “Führer” görüntülü ve davranışlı Devlet Bey'den duydukları rahatsızlık nedeni ile genel başkanı ve yönetici kadrolarını değiştirmek amacı ile yaptıkları girişimlerden, Tayyip Bey'in Devlet Bey'e verdiği hukuksuz devlet desteği nedeni ile de bir sonuç alamadıklarından ötürü ayrılmış veya ayrıltılmış siyasetçiler çoğunlukla bu yeni partiyi oluşturuyor.

Seçtikleri parti adının stilize şeklinin, Osmanlı Devletinin nüvesini oluşturan ''Kayı Boyunun'' sancağına benzetilmesinden ve parti kurucularının ilk günkü açıklamalarından, Türkçülüğün ve Osmanlıcılığın bu yeni partinin temel ideolojisini oluşturacağı anlaşılıyor. Bu ideolojinin iki sahibinin, yani AKP ve MHP'nin hali hazırda iktidarda olması “sağ görüşlü seçmenler, hazır iktidarda kendi partileri varken neden bu yeni partiye oy versinler ve ideolojik iktidarlarını tehlikeye atsınlar?” sorusunu akla getiriyor.

Yeni partinin kurucuları da halen iktidarda olan AKP-MHP ittifakı ile temel ayrılıklarının “iyi yönetememe” olduğunu vurgulamak için bu ismi ve “Türkiye İyi Olacak” baş sloganını seçmişler diye düşünüyorum. Kuşkusuz “iyi yönetilme” de toplumlar için bir temel haktır ve bunu vaat eden bir parti de toplumda karşılık görebilir. Ancak bu vaatte bulunan kadroların birço- ğunun, geçmişte üst düzey bürokrat, milletvekili ve hatta hükümetlerde bakan olarak görev yaptıkları düşünülürse “o zaman neden iyi yönetmediniz de şimdi iyi yönetmeyi vaat ediyorsunuz?” sorusunu akla getiriyor.

Şimdi toplum bu İyi Parti’den, ülkenin insan hakları, temel hak ve özgürlükler, adalet ve evrensel hukukun yaşama geçirilmesi, Kürt sorunun çözümü; yoksulluğun, pahalılığın, iş- sizliğin, sosyal güvensizliğin giderilmesi; çağ- daş eğitim ve sağlığın sağlanması konusundaki somut, cesur ve ikna edici önerilerini bekler. Eskiden İstanbul sinemalarında filmin öpüşme, sevişme sahneleri beyaz perdeye yansıdığında İstanbul külhanileri “İyi muuz!” diye bağırırlarmış. Bunun ne anlama geldiğini bir türlü anlamadım.

Bilenlere sorduğumda, bunun makiniste “aile var, çabuk geçelim” sinyali olduğunu söylediler, onların yalancısıyım. Şimdi “İyi Parti” en kısa zamanda toplumun önüne yukarıda sıraladığım konulardaki tavır ve görüşlerini koymazsa, korkarım “iyi muuz!” nidaları ile siyaset sahnesinden ilk se- çimde yolcu edilecektir.

Önceki ve Sonraki Yazılar