İzmir’den Ankara’ya geldik… 29 Ekim Kurtuluş Bayramımızı kutlamaya.

Atamızı ziyarete, saygılarımızı ve minnetlerimizi sunmaya.
Anıtkabir’e ulaşan asgari 10-15 kilometre uzaklıktan ana arterlerin hemen hemen hepsi trafiğe kapanmıştı. 
Çankaya Köşkü’ne bağlanan Cinnah Caddesi, Protokol Caddesinden Kızılay’a inen Kuğulu Kavşağı dâhil hepsi, güvenlik bahanesiyle, pardon gerekçesiyle… Metro’nun Ulus, Anıtkabir ve Kızılay’a uzanan ana istasyonlar da kapatılmış.
Sadece ulaşımı zorlaştıran muktedirlere değil, evinde oturup cumartesi tembelliği yapan cumhuriyetçi-demokratlara inat yürü baba yürü.
Ne demişti Demirel; “Yollar yürümekle aşınmaz.”
Uzak gidemediğin, yakın gittiğin yerdir deyip İzmir’den kalkıp gelmişiz. Kim tutabilir ki bizi?
İlk Meclis’in önündeyiz. On binlerce insan yine de ulaşabilmiş. Ardından CHP Lideri Kılıçdaroğlu’nu dinliyoruz. Sonra Ulus’tan Anıtkabir’e on binlerce insan selinin içinde bütün yorgunluğumuz gitti.
Ama kulağımız da İzmir’imizde. İzmir’deki Cumhuriyet bayramı resmi etkinlikleri ve cuma öğleden bu yana belediyelerin öncülüğündeki sivil kutlamalar  büyük coşkuyla kutlanıyor.
Binlerce İzmirli yurttaşımız 29 Ekim’i karşılayan geceden bu yana sokaklarda, caddelerde, meydanlarda.
Laiklik ve çağdaşlık vurgusuyla Cumhuriyete bir kez daha sahip çıkıyor.
Ankara’da da… Türkiye’de de…
Atatürk gerçekten büyük adam.
50 yıldır hacı yağı sürerek, aleyhte nutuk atanlara bile cumhuriyet, laiklik ve demokrasinin faziletlerini gösterdi. En büyük laik onlar şimdi. İnşallah samimidirler!
Hele hele Irak’ı, Suriye’yi ve Suudi Arabistan’ı gördükten sonra.
Ne yapıyorlar, ilk fırsatta da ABD ve Avrupa yolcuları olmaları ‘takiyye’ endişemizi artırıyor.
Ve biz cumhuriyetçi demokratların, Atatürkçülerin, laiklerin sözde Atatürk düşmanlarının bir hakkını teslim etmemiz gerekiyor.
Sizin ve ‘fesli dangalaklarınızın’ mesnetsiz ve dayanaksız, yakışıksız, bilimden, tarihi gerçeklerden, hatta insanlıktan uzak  iftiraları olmazsa çocuklarımız ve gençlerimiz Atatürk’ü belki de araştırmayacaktı. Merak etmeyecekti. Sahiplenmeyecekti.
Atatürkçülüğü ve laikliği araştırmayacaktı.
Ve de kurtarıcımızı yeterince anlayamayacaktı.
Bu arada merak ediyorum. Ankara Valisi görevde mi?
Cumhuriyet kutlamalarında güvenliği sağlamakta niye zorlanacaktınız?
O zaman sorarlar, o koltukta niye oturuyorsun Vali Bey?
Bu ülkede daha düne kadar gece yarısı bile bazı miting alanlarının ortasına kadar otobüslerle yolcu taşındı valiliklerce veya belediyelerce. Söz konusu Atatürk ve Cumhuriyet olunca ancak yasakları ve engelleri aklına getirebildiler.
Sizden köfte ekmek vs talep eden yoktu. Sadece engel koymayın dendi.
Anladık yardımcı olmayacaksınız. Bari engel olmayaydınız!
CHP ve Cumhuriyetçiler bu kuruntularınızı boşa çıkardı. Bahanelerinizi de.
Belki de amaç bayram kutlamalarının coşkusunu kesmekti.
Halkın yaşadığı terör korkusu ve travmalarını beslemek ayıptır. 
Demek ki endişeye mahal yokmuş!
Zaten endişelenmemizi gerekenler halk değil, başarısız yöneticiler olduğu bir kez daha ortaya çıktı.
Sorun halkta değil, yönetenlerde!

CUMHURİYET BAYRAMIMIZ KUTLU OLSUN!

***

KAN-DIRA, KANDI-RI-LA ORTADOĞU’LU OLUYORUZ ve ARAPLAŞARAK KAN GÖLÜ’NE DÖNÜŞÜYORUZ!

Bu arada ülkeyi kan götürüyor. Günde 10-15 şehit haberi maalesef olağanlaşıyor. Hem iç, hem dış savaş hali yaşanıyor!
Ölen onlarca, hatta yüzlerce sivilleri hesaba bile katmıyoruz. Teröre kaptırdığımız ve kaybettiğimiz dış güçlerin oyununa gelmiş binlerce kandırılmış gençleri ve acı çeken ailelerini de… Cinayetler, tecavüzler, yolsuzluklar sıradanlaşıyor.
Olayların siyasi sorumluları hem ortada, hem yoklar… Adeta hem suçlu, hem güçlüler…
Varsa, yoksa başkanlık!
15 yıldır ezici çoğunlukla FETÖ terör örgütü, pardon cemaatiyle birlikte memleketi tek başına yöneten, FETÖ’ye ne istediyse veren zihniyet, sanki iktidarda CHP varmış gibi davranıyor, konuşuyor.
Sıfır terör ve sıfır sorunlu komşularla devraldığı ülkemizi, iktidarı  o kadar hor kullanıp dünyamızı cehenneme dönüştüren sanki CHP, sanki Kemal Kılıçdaroğlu…
Ayıptır, ayıp!