Mustafa Ülkü Caner

Mustafa Ülkü Caner

İzmir CHP'de bir dönem bitti



İzmir CHP İl Başkanı Alaattin Yüksel  istifa etti.

Beklenen bir durumdu.

Merak edilen Aziz Kocaoğlu ne olacak?

Aslında son il kongresinin ardından daha bir yıl bile geçmedi.

Üstelik son il kongresinde gereksiz bir şekilde yıllardan beri kendisini koşulsuz destekleyen Nevzat Kavalar’a karşı aday olması ve Aziz Kocaoğlu ile bir çok belediye başkanının zorlayıcı desteğine rağmen 5-6 oy farkıyla kazanması büyük bir siyasi saçmalık idi. 

Genel başkan yardımcılığı ve milletvekilliği ardından tekrar il başkanı olması zaten fena bir finale atılan bir adımdı.

Kamusal ve siyasal yaşamda hiçkimse yeri doldurulmaz değildir.

İzmir’de CHP açısından büyük değişim zorunlu hale gelmişti.

CHP’nin gençleşmesi  ve İzmir halkının dar klikçi anlayıştan ve mevcut metal yorgunluğundan artık sıyrılması gerekiyordu. 

Aziz Kocaoğlu’nun görev süresinin bitiminden sonra bu dönem hızla tamamen kapanacaktır.  

Alaattin Yüksel de umarım kendisinin özel sohbetlerde de sık sık dile getirdiği nihayet hak ettiği dingin ve dinlendirici bir yaşamı sürdürmeyi başarır. 

Keşke herkes zamanı geldiğinde istifa edip geri çekilmeyi bilebilse!

Tebrikler Alaattin Yüksel

Ama bir koşulla… CHP’nin içinden elini

CHP’nin içinden elini çekmen koşuluyla!

Çünkü yapabileceğini yaptın, yapamayacağını da yapamadın.

Alaattin Bey önümüzdeki süreçte elbette geri planda da olsa gücünü ve tecrübelerini ömrünü verdiği partisinden esirgemeyecek ve esirgememelidir.

Kendisi partililerden hak ettiği saygıyı görmeye devam edecektir.

Siyasette bırakana, hele istifa etme erdemini gösterene dil uzatılmaz.

Bunu öğrenmemiz gerek. 

Ey CHP’liler artık çuvaldızı hep kendimize batırmayalım.

İzmir’de başlayan bu değişim süreci elbette CHP’nin bütünlüğünü de etkileyecektir.

CHP’ye ve ülkemize hayırlı olsun.  

Dönekbaşlar! 

Bu arada vallahi herkesin başı döndü.

İşin garibi stüdyo stüdyo dolaşıp FETÖ’nün kalemşorluğunu yapan sözde gazeteciler, uzmanlar ve politikacılar hiç yüzleri kızarmadan halen oralarda bu sefer ters atış yapıyorlar. 

Ekran ekran dolaşıp tetikçilik yaptılar.  Dolaylı kiralık katilliğe varan tetikçilik görevini yürüttüler. 

Ben bunlara dönekbaş’lar diyorum.

Hele o hâkim-savcı cübbelerini masum insanları mahpuslarda çürütmek için, adaletsizlik dağıtmak için ve insanları katletmek için kullanan mahlûklar? 

Adli tetikçilik yaptılar! 

Ne canlar yaktılar!  

Binlerce insanın hapislerde çürümesinin vebalini aldılar.

Yüzbinlerce insanın hakkını yediler. 

Peki, onlara bunları yaptırtanlar, emir ve talimatları verenler!

Ellerine tüm maddi-manevi devlet imkânlarını sunanlar! 

Onlar ne yaptı?

‘Pardon’ demekten başka!



Önceki ve Sonraki Yazılar