S. Ersu Hızır

S. Ersu Hızır

İzmir

Yaşadığımız kentlerde, insan vücudu gibi zaman içerisinde değişim ve gelişim gösterir. İnsanlardan farklı olarak kentler çok daha uzun süre yaşarlar, yüzyıllara tanıklık ederler. Doğal bir afet, büyük bir savaş yaşamadıkça kentler yaşamaya devam ederler.
Bizler vücudumuzun sağlıklı, üretken, olması için spor yapıp, doğru beslenip, iyi eğitim almaya ihtiyaç duyuyorsak;  kentlerin de yaşanabilir ve istenebilir olmaları doğru ve planlı gelişmeleriyle mümkündür.
Yaşadığım kent İzmir 8 bin yıllık tarihi ile birçok uygarlığa tanıklık etmiş bir kent.
Bu güne kadar yapılan kazılarla ortaya çıkarılan tarihsel zenginlikleri, ekonomik, kültürel, sosyal yaşamın zenginliklerini oluşturuyor. Arkeolojik çalışmalarla ortaya çıkarılan tarihi kent merkezleri ekonomisi gelişmiş, kültürel faaliyetlerin önemsendiği, şehir yaşamında ulaşım sorunlarının çözümlendiği, su sorununun olmadığı bulunduğu çağların modern kent yaşamının örneklerini bize sunuyor.
İzmir’in tarihinde çok eskilere gitmeden 1970’li yıllara kadar olan eski fotoğraflarında gördüklerimizde öyle değil mi?
Karşıyaka, Karataş, Güzelyalı, İnciraltı, Güzelbahçe’den denize girilen, körfezinde lidaki, çipra çeşit çeşit balıkların yakalandığı, bir kıyısından söylenen şarkıların diğer kıyısından dinlenildiği günleri hatırlarsınız.
Kordon’daki iki katlı evleri, Atatürk Meydanı’ndaki kentin simgesi Konak Saat Kulesi,  Bornova’da Levantenlerin köşkleri, Buca’da bağlar ve bahçe içerisindeki evler, atlı faytonlar, havagazı ve elektrik fabrikaları, körfezde gezinti yapan tekneler, 1970’li yılların başında Akdeniz Olimpiyatları’na ev sahipliği yapan, insanlarının özgürlüğünü, kent olarak da kendi özgünlüğünü koruyan, bir kıyısından söylenen şarkılar diğer yakasındaki kıyıdan dinlenen İzmir.
İzmir’i geliştirmek adına 1970’li yıllarda Güzelyalı’dan başlayarak bitişik nizam apartmanlar yaptırarak bilinçsizce beton yığınına çevirenler, kenti geliştirdiklerini düşünüyorlardı. Bu yapılar kentin yeşilliğini öldürdüğü gibi, denizden gelen imbatı keserek iç kısımları soluksuz bırakıp, kentin estetik güzelliğini de bozdu. Kent rant uğruna güzelliğini yitirdi, alt yapısı, yollarının yeterliliği düşünülmeden sahildeki betonlaşmaya teslim edildi.
Aradan geçen yıllarda neler oldu?
Kentsel gelişme adına neler yapıldı?
Bu gün neler yapılıyor?
Gelecek nesiller nasıl değerlendirecek.
İlerleyen günlerde bunları sizlerle paylaşacağız.
Şimdilik iyi pazarlar…

 

Önceki ve Sonraki Yazılar