İzninizle...

Temmuz’u ortaladık. Ama ortada hâlâ hükümet yok. Davutoğlu turlarının sonrasında olacak mı, buna dair bir işaret de yok. Davutoğlu, yanında kurmayları ve RTE’nin sırdaşı Mücahit Arslan ile CHP’nin kapısını çalıyor. “Pek sıcak” bir buluşma yaşanıyor. Oysa, ertesi gün bir bakıyorsunuz yandaş kalemler hız kesmemiş, CHP’ye yüklenmeye devam ediyor.
Merkez medya ve benim gibi gidişatı anlamaya çalışanlar içinse artık her cümle eskidi: Erken seçim seçeneği.. En güçlü ihtimal.. “Büyük koalisyon” isteyenler.. MHP’nin rolü..
Yunanistan krizi, İran’la tarihi anlaşma, Anayasa Mahkemesi’nin dershanelere hayat veren kararı, Rize’nin Yeşil Yol direnişi vs. gibi siyaset dışı “bombalar” da olmasa mevzu bulamayacağız.
Bu yüzden, müsaadenizle bir koşu izne gideyim.. Eğer gündem de izin verirse, üç dört hafta okuyayım, yazayım, denize gireyim..

***

Okuyup yazmak deyince..
Yanımda bir bavul kitap götürüyorum.
Nazif Ay’ın “Deccal Dindarmış”.. Okumaya fırsat bulamamıştım. Merak ediyorum.
Abdullah Ağar’ın “IŞİD ve Irak”.. IŞİD gerçeğini hem tarihi perspektifiyle hem de “hayatın içinden birebir izlenimler” ile anlatmış.
Macchiavelli’nin hayatını anlatan aynı isimli “biyografik roman”..
Sophia Loren’in otobiyografisi..
Sevgili Çiğdem Anad’ın “Yalnızlık Bilmecesi” adlı son romanı..
Elbette, kitapların yanı sıra, kahvaltıda okunacak gazeteler..

***

Umarım o gazetelerde “geleceğimizi görebileceğim” haberler okurum..
Umarım, o haberleri yeniden paylaşırız.
Umarım yine buluşuruz.
Şimdilik hoşçakalın..

Önceki ve Sonraki Yazılar