Seçimler giderek daha da karmaşık bir hal alıyor. Mesela önümüzdeki yerel seçimde seçmen neye göre oy kullanacak? Kime neye göre oy verecek?
İttifaka mı, partiye mi, adaya mı?
Bu sorular şimdilik bir kenarda dursun!
Gelelim AKP-MHP İttifakına.
23 Ekim 2018 günü ‘Salı sallanır’ sözü adeta yerini bulmuştu ve MHP Lideri Bahçeli “Yerelde ittifak yok” diyerek Salı günü ittifakı sallamıştı. Sarsıntı Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Sen yoluna, ben yoluma” sözleriyle devam etmişti.
Ayrılıklarının üzerinden bir ay bile geçmeden Cumhur İttifakı yerelde yeniden kuruldu. Tabi arka planda yaşananlar da var. Acaba ittifak MHP tabanında nasıl karşılık buluyor.
Hatırlayın Bahçeli, “MHP olarak artık kendi göbek bağımızı kendimiz kesmeye hazırız” dediğinde salonda alkış kıyamet kopmuştu. Meclis havasına ve kulislere bakıldığında bu birliktelik tabanda çok da itibar görmüyor mu acaba?
Bahçeli “devletin bekası” diyerek öne sürdüğü ittifakın ruhu için üç büyük ilde aday çıkarmayacaklarını açıkladı. Karşılığında da beş il geldi.
Gerçi İttifakın şeklini Erdoğan ortaya koydu; “Mutabakat yapıyorsak karşılıklı jestlerimiz olacaktır”
Ama şunu gördük ki “Sen yoluna, ben yoluma” demekle olmuyormuş, kimsenin kendi yoluna falan gittiği yok.
Buradaki asıl amaç, Bahçeli nasıl Başkanlık sisteminin önünü açtıysa şimdi de sistemi korumak uğruna “devletin bekası” diyerek perdelemeye çalıştığı ittifaka sahip çıkıyor. ‘Andımız’ tartışması, af konusunda anlaşamama, McKinsey olayı vs hepsi hikâye. Amaç ‘sistemin bekası’!
Bu arada Oslo’da enteresan bir toplantı yapıldı. Çözüm sürecinin ‘Akil’leri oradaydı.
Tam da seçime giderken “yeni bir çözüm süreci mi planlanıyor?” sorusu Ankara kulislerini çalkalarken; “Af konusunu ve Andımız tartışmasını” rafa kaldıran Bahçeli bakalım bu yeni durumla ilgili nasıl bir pozisyon alacak.