Johnson'un mektubunun öyküsü

Yıl 1966, Ocak ayı. Karlı ve soğuk bir gün. Tansel Müzik Mağazasından içeri giren kişi, “Tansel bey burada mı” diye sorar. Genelde Tansel diye seslenir ancak, orada çalışanların yanında kibar olmaya çalışır. Tansel Müzik Mağazası, o günlerde Ankara’nın en işlek yeri olan Kızılay’dadır.
Mağazadan içeri giren kişi geçtiğimiz Perşembe günü toprağa verdiğimiz usta gazeteci Cüneyt Arcayürek’ten başkası değildir. Tansel Müzik Mağazasının sahibi Tansel Temuge ile çok eski arkadaş olan Cüneyt Arcayürek, isteğini anlatır. Kimsenin fark etmeyeceği biçimde beline bir teyp – ses alma cihazı – sarılacak, o da gizlice bir sesi kaydedecektir.

O günlerde ses alma cihazları hayli büyüktür. Tansel Temuge, en küçük cihazı çıkarır, Cüneyt Arcayürek’in beline bantlarla yapıştırır. Bu işlem bir hayli zaman alır. Kayıt cihazının mikrofonu da Arcayürek’in kravatının altına saklanır. Cüneyt Arcayürek bir yandan bu işlemin çabuk sonlanmasını ister, öte yandan de belli olmaması için iyiden iyiye kamufle edilmesini ister. Zira o zamanlar eski Başbakanlık ile Dışişleri Bakanlığı aynı binadadır ve randevusuna geç kalmaması gerekir.

Yıllarca Ankara’da yaşadıktan sonra İstanbul’a giden Tansel ağabey ( Temuge ) olayı şöyle anlattı: “Cüneyt, Dışişleri Bakanlığına gitti. O günlerde Bakandan sonra en önemli kişi Dışişleri Bakanlığı Genel Sekreteri. Cüneyt’in O’nunla randevusu var. Cüneyt, ABD Başkanı Johnson’un zamanın Başbakanı İsmet İnönü’ye yazdığı mektubundan söz etmiş Genel Sekretere. Yalan yanlış bir şey yazmak istemediğini, bu konuda bilgi vermemesi halinde de gazetede çıkacak haberin Dışişlerini güç durumda bırakabileceğini söylemiş.

Genel Sekreter de, gelirsin bir kere okurum, aklında kalanı yazarsın demiş Cüneyt’e… O nedenle de Cüneyt bana geldi. Philips marka bir teyp var. En küçük boy o teyp.

Onu sarmıştık beline ve göndermiştik. Bu olaydan iki gün sonra da Hürriyet gazetesinde Cüneyt, Johnson’un mektubunu tam metin yayınladı. Genel Sekreter dahil hiç kimse bu mektubun bir okunuşta Cüneyt’in aklında nasıl kaldığına akıl sır erdirememiştir. Cüneyt de çok ketum bir adamdı. Allah rahmet eylesin.”

13 Ocak 1966 tarihinde Johnson’un 1964 yılında, zamanın Başbakanı İsmet İnönü’ye yazdığı mektup Hürriyet Gazetesi’nde tam sayfa yayınladı.
Bu olay bir gazetecilik zekası olarak basın tarihine geçecektir kuşkusuz. Arcayürek ve Tansel ağabey bu sırrı yıllarca saklamayı başarmışlardı.
Metin Toker gibi bir ustaların ustası ile çalışmış ve kendisi de usta olmuş Arcayürek’e rahmet, aileye ve basın camiasına sabır diliyorum.

Önceki ve Sonraki Yazılar