Kalite Kurulu YÖK'ü değiştirir mi?

Geçtiğimiz Mayıs ayında YÖK Başkanı Prof. Dr. Yekta Saraç’ın daveti üzerine Ankara’daydım.

Saraç, görüşmemizde YÖK ile ilişkili, fakat karar alma süreçlerinde bağımsız ve şeffaf olacak bir Kalite Kurulu’ndan bahsetmiş, ben de bunu köşemden kamuoyuna duyurmuştum.

‘Yükseköğretim Kalite Güvencesi Yönetmeliği’ 23 Temmuz 2015’te Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi.

Yoğun gündem arasında bu yönetmelik kamuoyunun dikkatini ne kadar çekti bilemiyorum.

Ancak yükseköğretimde ‘yapısal değişikliğin’ hatta ‘özerkliğin’ hedeflendiği bu yönetmelik önümüzdeki süreçte çok konuşulacak gibi…

***

İstanbul, Ankara, İzmir ve Anadolu’daki bazı büyük kentlerimizin üniversiteleri dışında ara ki üniversitelerde kalite bulasın. Doğru dürüst öğretim görevlisinin, laboratuvarın, kütüphanenin kısacası alt yapının olmadığı üniversitelerimizde, küreselleşen dünyada bilimde ve teknolojide söz sahibi olmak mümkün mü?

Her ile bir üniversite açılsın açılmasına da sırf bulunduğu yerin ticaretini canlandırsın mantığı ile açılan ‘tabela üniversiteleri’, ülkeyi üretimden çok tüketim toplumuna doğru sürüklemedi mi?

Her yere üniversite ve fakülte açmanın akıl kârı olmadığı anlaşıldı. YÖK, başta 11 kontenjanın altında kalan temel bilimler (matematik, fizik, kimya, biyoloji) programlarını kapatmanın yanında tıp ve hukukta başarı sırası sınırlaması ve daha birçok düzenlemeyle açılan gediği kapatmaya çalışıyor.

Eğer bugün kontenjanı dolmayan fakülteleri kapatma yoluna gidiliyorsa, önümüzdeki süreçte de bazı üniversitelerin kapısına kilit vurulursa şaşırmayın!

***

Evet, yükseköğretimde kalite merkezli büyüme gerçekleştirilsin.
Evet, kontenjanı gereksiz yere şişirilmiş fakülte ve bölümlere sınırlamalar getirilsin.
Evet, tıp, hukuk, mimarlık, mühendislik, öğretmenlik gibi yaşamsal önemi olan programlara başarı sınırı sınırlaması getirilsin.
Evet, akademisyen olmak zorlaştırılsın.

Ama bütün yapılanlar yükseköğretimde, çağın koşullarına uygun, gelişmiş ülkelerin üniversiteleriyle, bilim ve teknolojisiyle bizleri rekabet edecek duruma getirecek midir?

1980’li yılların başında dünyada soğuk savaşın, Türkiye’de askeri rejimin hüküm sürdüğü yılların ihtiyaçlarına göre kurulan YÖK’ün bugünkü ihtiyaçlara cevap vermesi sizce mümkün müdür?

***

Unutulmamalıdır ki,
YÖK, bürokratik ve hantal yapısından kurtulmadıkça,
YÖK, öğrencilerin, akademisyenlerin ve toplumun beklentilerini karşılamadıkça,
YÖK’ün zapturaptından üniversitelerimiz kurtulmadıkça,
Rektör belirleme yöntemi demokrasiye uygun olarak yapılmadıkça,
21.yüzyıl bilim ve teknoloji çağına ayak uyduracak bir yükseköğretim reformu yapılmadıkça,
Ve bütün bunlar için, yükseköğretim sistemi siyasi hegemonyadan kurtulmadıkça,

Ne kalite kurulu ne de başka bir ‘düzenleme’ başta üniversitelerimizi ve haliyle Türkiye’yi bir adım öteye götürecektir.

Önceki ve Sonraki Yazılar