Karaman'da korkunç şüphe

Otuz beş gün önce, 4 Mart günü, Karaman’da bir öğretmen çocuklara taciz ve tecavüz ettiği için okuldan gözaltına alındı, çıkarıldığı mahkeme tarafından  tutuklandı. Haber, 5 Mart’ta Karaman Gündem adlı yerel internet sitesinde çıktı ve hemen kaldırıldı.

Bir hafta boyunca olay gizlendi. Ve 12 Mart'ta Birgün Gazetesi muhabiri Serbay Mansuroğlu bu berbat olayı Türkiye gündemine taşıdı.

Karaman ve Ensar Vakfı tartışılmaya başlandı. Vakıf Başkanı Cenk Dilberoğlu o panikle bir hata yaptı.

Hürriyet’ten Ahmet Hakan’la alelacele yapılmış röportajda tecavüzcü öğretmenin 2013 yılında ayrıldığını söyleyerek işin içinden sıyrılmaya çalıştı. Oysa savcılık iddianamesine göre olaylar 2012 yılına uzanıyor. Ensar Vakfı’nı olayın dışında tutmak için çalıştıkça battılar.

Gazeteport editörü Mustafa Hoş işin peşini bırakmadı. Silinen fotoğrafları, videoları ortaya çıkardı. Vali'nin, Milli Eğitim Müdürü’nün Ensar Vakfı Başkanı’nın yalanlarını adım adım, milim milim kanıtladı. Bilmediklerini söyledikleri evlerde, tanımadıklarını söyledikleri öğretmenle yan yana çekilmiş fotoğrafları pek çok şeyi gösteriyordu. Şimdi eldeki bilgi şu; Ensar Vakfı ve Kaimder yasadışı olarak yurt işletiyor. Bu yurtları denetlemekle görevli Vali, Milli Eğitim Müdürü hem yalan söylüyor, hem de görevlerini ihmal ediyor. Suça göz yumuyor.

Peki hepsi bu mu? Mesele sadece Ensar Vakfı ve Kaimder’in yasadışı yurt işletmesi mi? Bunu mu örtbas etmeye çalışıyorlar? Yoksa çok daha kötü, çok daha kirli bir şeyler mi söz konusu. İfadesinde “10 yaşından beri bu eğilimlerim var” diyen öğretmeni de, tacizi de, tecavüzü de önceden biliyor olabilirler mi? Bildikleri halde örtbas etmeye çalışmış olabilirler mi? Bu korkunç şüpheyi destekleyen çok fazla emare var. Silinen videolarda, ödül törenindeki çocukları izlerken  insanın içi sızlıyor. Hepsi de yoksul ailelerin çocukları ama nedense hediye aldıklarına sevinemiyorlar. Yüzlerinde donuk bir ifade, gözlerinde uğursuz bir gölge... Dokunsanız ağlayacaklar, her şeyi anlatacaklar gibi.

Bunlar tacize, tecavüze uğrayan çocuklar. Çıplak gözle bile ayırt edilebiliyorlar. Vali görmüyor, Milli Eğitim Müdürü görmüyor, Vakıf yöneticileri görmüyor. Tacizci öğretmenin Diyarbakır’dan alıp Ensar Vakfı’na getirdiği çocuklar, aileleri tarafından tek tek geri alınıyor. Bu olayın ardından tacizci öğretmen 2013’te bir tür ‘hava değişimiyle’ köyüne gönderiliyor. Annesi hasta olmadığı halde “Annem hasta” yalanını söylüyor. Dedikoduları bastırmak için olabilir mi? Muammer B. bir süre sonra ancak sıkı bir torpil gerektiren bir atamayla köyden, Karaman’ın en prestijli okuluna tayin oluyor. Twitter’dan instagrama, google plus’tan pinterest’e kadar her yerde varolan, sosyal medyaya fazlasıyla meraklı olduğu anlaşılan tacizci öğretmen Muammer B.’nin facebook izi yok! Bunun iki açıklaması olabilir.

Ya Muammer B. okuldan gözaltına alınmadan önce ya da gözaltındayken facebook hesabını dondurdu ya da kapattı. Ya da Muammer B.’nin şifrelerini bilen bir başkası bu işi yaptı. Paylaştığı bütün fotoğrafları, mesajları internette bir mezarlığa gömdü. Gizli bir el 12 Mart’tan beri bir zamanlar Muammer B.’nin de yazarlık yaptığı Karaman Gündem haber sitesi başta olmak üzere internetten bazı fotoğrafları, videoları siliyor. Sadece öğretmen Muharrem B.’nin görüntüleri değil silinen, Ensar Vakfı ve Kaimder yöneticilerinin, bürokratların görüntüleri. Bu ‘gizli el’ görüntüleri silerken, bir şeyler bildiğini, o bildiği şeylerin izini kapatmaya çalıştığını belli ediyor.

Bütün bunlar olup biterken Ensar Vakfı’nın önüne yatan Vali ve Milli Eğitim Müdürü koltuklarında oturmaya devam ediyor. Ailelerin avukatı ise Karaman Barosu Başkanı Oktay Yılmaz. Yılmaz kaçak tacizlerin, tecavüzlerin yaşandığı kaçak yurtları işleten ‘Ensar Vakfı ve Kaimder için bu aşamada bir suç duyurusunda bulunmadıklarını’ söylüyor. Karaman’da hâlâ kötü bir şeyler oluyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar