Karşı-darbeye karşı

ONLARIN da "karşı-darbe"ye karşı olduğuna eminim ama, karşı olmakla ünlü Çarşı'dan söz etmiyorum. 7 Haziran "darbe"sinin asıl kaybedeni Recep Tayyip Erdoğan'ın, buna karşı hazırlamakta olduğu "karşı darbe"den söz ediyorun.

Bir önceki yazımda olduğu gibi burada da "darbe"yi en yaygın anlamında, yani "coup d'etat" anlamında değil, rakibin dengesini bozup yere yıkan ustaca "vuruş" anlamında kullanıyorum.

O yazımda, o "darbe"nin son haftalarda HDP'ye yöneltilen bir kaç puan ve oy çalınmasına engel olan önlemlerle gerçekleştirildiğini anlatmıştım. Bu "vuruş"ta en büyük puanın Gezi Ruhu'nun reenkarnasyonu Oy ve Ötesi türünden STK'lara gitmesi gerektiğini söylemiştim.

Erdoğan ve çevresi de "karşı darbe"lerini aynı mantık üzerine kurma çabasındalar: genel manzara yerine, özgül olaya odaklanıyorlar: Sözkonusu olan teknik bir problemdir; ciddi bir meşruiyet kaybı ve yıpranma yoktur, kimi nedenlerle bir seferlik HDP'ye yöneltilmiş Kürt oyları vardır. Erken seçim zorlanıp o oylar geri alınabilirse yola eskisi gibi devam edilebilir.

Bülent Arınç, muhalefet ve dış güçler tarafından HDP'nin kapıyı kıracak bir koçbaşı olarak kullanıldığından söz etmişti ya. Erdoğan ve arkadaşları aynı koçbaşı ile o kapıyı kapamak niyetindeler. Diyorlar ki, bu seçimde HDP'ye yönelen yüzde 3-5 dindar Kürt oyunu geri alırsak tek başına iktidarı da geri alırız.

Yüzde 3 oyla tek başına iktidar! Buyrun size, büyük sonuçlar doğuran usta işi karşı darbe!

***

Ham hayal mi? Kuşkusuz biraz öyle. Hemşerimiz Heraklitus'un söylediği gibi "Aynı suya iki kez giremezsin" Yeni seçim, yapılsa bile, farklı koşullarda yapılacaktır. Bu kez AKP ve sözümona "tarafsız" Cumhurbaşkanı devletin olanaklarını Anayasa'yı her gün bir çok kez çiğneyecek bir pervasızlıkla kullanamayacaktır. Örneğin TRT'yi borazanı yapamayacaktır.

Eksi kaç puan?
Gene de, Türkiye'de Batı standartlarında gerçek bir demokrasi kurulmasından yana olanlar salt bununla yetinemezler. Erdoğan'ın ve AKP'nin 7 Haziran darbesiyle sersemlemiş olmasından yararlanmaları ve teknik görünen kazanımı, vargüçleriyle bastırarak, ideolojik ve sosyolojik kazanımlara dönüştürebilmeleri gerekir.

Nasıl mı?
Erdoğanizm'in kroke olduğu bu dönemde basın daha özgür hareket edebilecektir. Soruşturmacı gazetecilere gün doğuyor. Kimbilir belgelerle ortaya konacak ne skandallar, soygunlar, vurgunlar vardır... Seçimde kaybeden iktidar, Deniz Feneri'inde yaptıklarını bu kez yapamaz.

Hükümet kurulsun kurulmasın, TBMM'in kimi denetleyici işlevleri acilen devreye sokulabilir. Artık Meclis'i kontrol edecek çoğunluğa sahip olmayan AKP, Yüce Divan işlemlerinden, sıradan önergelere kadar bombardıman altına alınıp bunaltılabilir, sürekli savunmada kalmaya zorlanabilir.

Simgeler üzerinde itibarsızlaşma AKP ideologlarının yıllardır pek sevdiği bir yöntem idi. Bu boşluk döneminde bu ilaç kendilerine verilebilir. Örneğin bir israf, zevksizlik ve kibir simgesi haline galan Saray. Ne kadar yerilse, alay edilse, azdır. Örneğin, aile yakınlarına sağlanan fahiş kıyaklar, muhafazakar tamahkarlık örnekleri... Çürümüşlüğün net ve açık belgeleridir. Teşhir edilmelidir!

Demokrasi yanlılarının yapması gereken şey, geçiş döneminin fırsatlarından yararlanarak her şeyin dört bir koldan tüm açıklığı ile ve ısrarla halka aktarılmasıdır.

O kadar ki, dindarlık kisvesi altında Türkiye'yi 12 yıl süreyle keyfince yönetmiş olanların herkesten önce kendilerini destekleyen kitleleri nasıl aldattıkları iyice ortaya çıksın. Öyle ki, bırakın karşı darbe yapmayı, insan karşısına çıkacak yüzleri kalmasın!



Önceki ve Sonraki Yazılar