Kayboldular!

80'li yılların ortalarında bir gün, Hacettepe Dev Genç'ten arkadaşım-merhum- Vahit Çınar telefon etti.

"Yerinde misin?" diye sordu.

"Yerimdeyim" dedim.

"İyi o zaman Nurettin sana geliyor" dedi.

Yine Dev Genç'ten arkadaşımız Nurettin Öztürk, 12 Mart darbesinden sonra önce Filistin'e, oradan da Avrupa'ya geçmişti.

Artık yurda dönmüş olduğunu şimdi öğreniyordum.

Vahit'in laboratuvarı ile benim iş yerim arasında 500 metre ya vardı ya yoktu.

Ama Nurettin bana gelemedi.

O günden sonra da Nurettin kardeşimiz ortadan kayboldu.

Ailesinin bütün aramaları fayda etmedi.

Daha sonraki yıllarda, O'nu emniyette, işkenceden bitap düşmüş bir halde gören tanıklar ortaya çıktı.

Ama Nurettin bulunamadı.

Muhalif siyasi kimlikli kişilerin ortadan kaybolması, demokrasi olmayan ülkelerde "Vak'a-i adiyeden" sayılır.

Şili'nin seçilmiş sosyalist Başkanı Dr. Salvadore Allende'yi deviren askeri cuntanın "kaybettiği" binlerce insanın ailelerinin toplandığı "Plaza de Mayo"dan esinlenip, 700 küsur haftadır Galatasaray Lisesi önünde toplanan "Cumartesi Anneleri" de kaybolan yavrularını aradılar.

En son "Soylu" bir bakan Cumartesi Anneleri’ni dövdürerek "Kaybolanların sorulmasını" yasakladı.

Türkiyemiz -maalesef- bir "Kaybolanlar cehennemi" ve "Kaybedenler cenneti"dir.

Türkiye'de kaybolanlar bulunamadığı gibi "Kaybedenler" de bulunamaz.

Bir zamanların Başbakanı Ahmet Davutoğlu Bey, kaybedenlerin simgesi haline gelen "Beyaz Toros otomobiller" ile seçmeni korkutup partisine oy istemişti.

Şimdi ortalık, İstanbul'da, Suudi Başkonsolosluğuna girip "kaybolan" muhalif gazeteci Cemal Kaşıkçı haberleri ile doluyor.

Bu haberler arasında bana en ilginç geleni şu oldu:

Cemal Kaşıkçı evlenmek istediği için önce, çalıştığı New York’taki Suudi Başkonsolosluğuna başvuruyor.

Oradaki Suudi yetkililer başvuruyu kabul etmiyor ve İstanbul'daki Suudi Başkonsolosluğuna gitmesini öneriyorlar.

Öyle anlaşılıyor ki, Kaşıkçı'yı "Kaybetmeyi" kafaya koymuş olan Suudi yönetimi, bunun en iyi, "Kaybolanlar için cehennem" ve "Kaybedenler için bir cennet" olduğunu bildikleri Türkiye'de gerçekleştirebileceklerini düşünüyorlar.

Adamlar haksız değiller.

Türkiye böyle şeylere alışıktır.

Bu gürültü bir kaç gün sonra biter.

Kaşıkçı kaybolduğu ile kalır.

Kaybedenler asla bulunamaz.

Bunun şerefi(!) de Türkiye'yi yönetenlere kalır.

Önceki ve Sonraki Yazılar