Dünya Barış Günü ama...

Bugün Dünya Barış Günü... Yıllar önce bir kitapta okumuştum... Şöyle diyordu yazar; "Ben bu insanları anlamakta güçlük çekiyorum. Niçin birbirlerinin canına kast eder ve niçin birbirlerini öldürmek isterler. Zaten günleri gelince ölecekler."
          Ne yazık ki günümüz dünyasında yaşamak, olağanüstü bir tesadüf. Zira insanlar sadece savaşlarda ölmüyor. Ve barış, güvercinin kanadında dolaşmıyor. Ayağı takılıp ölenden tutun da, trafik terörüne kurban gitmek gibi onlarca tesadüf sayabiliriz.
         Bir hesaba göre; 19'uncu yüzyılın başına kadar dünyaya gelmiş ve göçmüş insan sayısı 100 milyar civarında... Dünyanın yaşı ise 4,5 milyar yıl. İnsanın evrimleşme süreci 3,5 milyon yıl ve uygarlık tarihi 10 bin sene... Ortalama insan ömrü de diyelim ki 70 yıl...
          Şimdi bir oranlama yapalım... 70'in, 10 binin içindeki payı, 3,5 milyonun içindeki payı ve 4,5 milyarın içindeki payı... Denizde bir kum tanesi kadar... Ve basit bir hesap daha yapalım... Bugün dünyada hayatta olan 7 milyar insanı düşünelim... Şu bir acı gerçek ki; bugünün 0 - 7 yaş grubundaki tüm bu insanlar en geç 70 yıl sonra hayatta olmayacaklar!
           Bu kadar net ve bu kadar acı verici! Doğal sürecin sonucu böyle!
           O zaman nedir derdiniz, niçin birbirinizi öldürmek istersiniz? Neden insanoğlu bu kadar vahşi olabiliyor? Neyi pay edemiyor?
    
***
           Hal böyleyken, insanın yaşam hakkı ve insan sağlığı için inanılmaz mücadeleler verenler de var.... Örneğin Madam Mari Curie... Polonya asıllı bir Fransız bilim insanı... Radyumu buldu... Röntgeni icad etti. Eşi Pierre Curie de bir bilim adamı ve Dünya Barış Hareketi'nin öncülerinden biri...
           Mari Curie, iki kez Nobel ödülü alan müthiş bir kadındı...  1930'ların başında, Amerikalı bir gazeteci kendisiyle söyleşi yaparken, "Dünyada en büyük dileğiniz nedir?" diye sormuştu kendisine... O da, "Bir gram radyum!" demişti... Mucidi olduğu Radyum üretimiyle ilgili teknoloji yeni gelişmeye başlamıştı. O gazeteci Amerika'ya dönüp, büyük bir kampanya başlattı. Topladığı para ile bir gram radyum imal ettirip bir yıl sonra, Paris'te Madam Curie'ye götürüp hediye etti. Madam Curie de onu Dünya Sağlık Örgütüne bağışladı! Ve 66 yaşında, çalışmaları sırasında aldığı yüksek orandaki radyasyon nedeniyle hayatını kaybetti. Yani, insanlık adına yaptığı işin kurbanı olmuştu.
Eşi Pierre Curie ise, bir yandan pozitif bilim alanında çalışırken diğer yandan Paris'te başlattıkları Dünya Barış Hareketi'ni yaymaya çalıştı...
            Ne var ki; bu bilim insanlarının; insan yaşamına dönük yaratıları süreç içerisinde, insanlığın sonunu getirecek silahlara dönüştü. Silah teknolojileri bu buluşların üzerinde geliştirildi ve bu dönemde, 19'uncu yüzyıla kadar yaşanan savaşlara oranla, son 100 yılda  en büyük insan kayıpları yaşandı. Ve bugün bu teknolojik gelişim hâlâ aynı hız ve şiddetle devam ediyor.
            Bu bağlamda, bugün çıkıp, dünya barışından söz edecek olan "özellikle silah sanayisi gelişmiş" ülkeleri hiç inandırıcı bulmuyorum. Kendi egolarını tatminde hiçbir engel tanımayan bu insanlar, gün gelecek o ürettikleri savaş makineleri bir bumerang gibi kendilerine dönecek. Ne var ki gözleri öylesine körelmiş ki bu akıbeti bile göremiyorlar.
             Yine de Dünya Barış Günü'nüz kutlu olsun! Barış, sağlık, kardeşlik ve muhabbet insanlığın olmazsa olmazı kalsın!

Önceki ve Sonraki Yazılar