Katliamın bir hedefi de HDP'yi baraj altına çekmek mi?

Katil sürüsü IŞİD birilerinin yönlendirmesi ile birden çok amaç gözeterek Suruç katliamını gerçekleştirmiş olabilir mi?

Barbarlar çetesi, PKK’yi kışkırtıp, kaos yaratarak Türkiye’de erken seçimi ve bağlantılı olarak HDP’yi baraj altına itmeyi mi tasarladı?

Erken seçim öncesi kanlı eylemler yaparak, aldığı desteğin karşılığını mı veriyor?

Katliamın derin acısı sürerken Ankara olası sonuçları tartışıyor, akıllardan geçen rahatsız edici keskin sorulara yanıt arıyor.

Kuşku yok, Türkiye’yi korkunç katliamla yüz yüze getiren Erdoğan- Davutoğlu ikilisinin inatla sürdürdükleri Suriye politikalarıdır. IŞİD’ten çok Esad’ı tehlike gören anlayışın geldiği son çizgidir.

IŞİD’in de Türkiye üzerine hesapları sır değildir. İktidarın düne kadar beslediği artık kanıtlanan yobaz çetesinin bombalı saldırı ile birden çok hedefi gözettiği de açıktır.

Nedir o hedefler?

PYD/YPG ve onlara destek veren HDP’den intikam almak, bu örgütlere yardım ve katılımı önlemek.

Bugüne kadar 10 bine yakın kişinin Türkiye’den IŞİD’E katıldığı düşünülerse tabanını genişletmek, PKK ile savaşı Türkiye’ye taşıyıp desteğini artırmak.

Suriye’de IŞİD’e karşı oluşturulan koalisyona Türkiye’nin destek vermesini engellemek.

Bunların yanında ulusal/uluslararası gizli istihbarat örgütlerinin katliamı IŞİD’e veya benzeri taşeron yapılara sipariş etmiş olabileceğine dair fikir yürütenler de var...

Yabancı istihbarat servislerinin AKP’nin Suriye politikasına yönelik uyarıda bulunduğunu, ABD çizgisine çekmeye çalıştıklarını iddia edenler de...

***

Hangi amaçla olursa olsun katliam Türkiye’yi Suriye’ye çevirebilecek, IŞID-PKK savaşını başlatarak coğrafyamızı kan gölüne dönüştürebilecek süreci tetikleme tehlikesi barındırıyor.

Katliamın hesabını sorma adına iki polisin PKK tarafından öldürülmesi önümüzdeki günlerde bölgenin çok daha büyük olaylarla karışabileceğinin işaret fişeği gibi.
Misillemelerin savaşa hizmet edeceği de aşikar...

IŞİD’in kanlı eylemlerini sürdürebileceğine dair istihbarat raporları, deneyimli uzmanların uyarıları da bu öngörüyü destekliyor.

***

Katliam ve sonrasında yaşanabilecek olayların olası erken seçime yansımaması düşünülebilir mi?

Saray, 7 Haziran öncesinde milliyetçi oyları alabilmek için çözüm sürecini rafa kaldırmış, HDP’ye çok sert yüklenmişti.

PKK’nın yeniden silaha sarılması Saray’ın, AKP’nin, savaş cephesinin elini güçlendireceğinden kimse şüphe duymuyor.

Bu çerçevede patlayan silahların, akan kanın gölgesinde gidilecek bir seçimde Saray’ın o çok istediği birkaç puanı kotarıp yeniden tek başına iktidara ulaşabileceği tahminleri de yapılmaya başlandı.

Politik öngörüsüne güvendiğim bir duayen isim dün “Saray, bu karışıklıktan bir iktidar kotarmaya bakacaktır. Bu fırsatı kaçırmak istemeyecektir. Davutoğlu koalisyon kurmayı zorluyor ama bu alçakça katliamdan, PKK’nın misillemesinden sonra işi çok daha zora girmiştir. Saray’ın eli güçlenmiştir” diyordu.

***

Tek amaç bu olamaz ama kulislerde ”IŞİD’in bir hedefi de ülkeyi karıştırıp, olası erken seçimde HDP’yi baraj altına itmek miydi?” kuşkusu dile getiriliyor.

Gerçeklik payı varsa IŞİD içerden ya da dışarıdan birileri tarafından yönlendirilmiş olabilir mi?

Öyle ise başta istihbarat zafiyeti olmak üzere olayın her aşamasında şüphe uyandıran karanlık noktalar anlamlı hale geliyor.

***

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, imalı açıklamalar yapıyor, Suruç’ta neden HDP’li yetkilinin olmadığını, hiçbirinin ölmediğini sorguluyor...

Karşı soru şu: “İki öğrencinin masum eylemlerini bile onlarca sivil-resmi polisle izleyen devlet, 300 gencin toplantısını neden görmezden geldi? Niçin orada tek bir güvenlik görevlisi yoktu? Mobese kameraları ne gerekçe ile çalışmıyordu? Yaz sıcağında canlı bomba oraya hangi kıyafetle ve nasıl elini kolunu sallayarak girebilmiştir?”

Açıklığa kavuşturulması gereken başka gri alanlar da var.

Seçim öncesinde Diyarbakır’ın göbeğindeki HDP mitinginde patlayan bombacının izi iyi sürülse, olay aydınlatılsa, üzerine gidilse yüreklere ateş düşüren Suruç katliamı önlenemez miydi?

Bombacının babası bağıra bağıra oğlunu polise şikayet ettiği halde neden işin peşine düşülmemişti?

Ateş ortasındaki bir coğrafyada ihmaller basit bir basiret bağlanması olarak izah edilebilir mi?

***

Bölgenin karışması kime yarayacak?

Uluslararası güçlere mi? Türkiye’ye mi? Suriye’ye mi? IŞİD’e mi? PYD’ye mi?

İçeride AKP, HDP, CHP ya da MHP’ye mi?

Kanlı süreçlerden, büyük acılardan geçerek gidilecek seçimden kim ne fayda sağlayacak?

Silahların kan kusmaya başladığı bir ortamda sandıktan HDP’nin güçlenerek çıkması beklenebilir mi?

Emanet oylarla yüzde 13’leri bulan HDP, her gün insanların öldüğü, şehitlerin geldiği, kan gölüne dönmüş bir ülkede oy oranını koruyup, yüzde 10’u aşmayı başarabilir mi?

Peki HDP barajın altında kalırsa bu kime yarar?

HDP’li Ertuğrul Kürkçü “Bu tarz saldırılarla “kaos var” gerekçesine sığınarak erken seçimin yolunun açılmaya çalışıldığına” işaret ediyor.

Konuştuğum pek çok HDP’li de AKP’nin savaş istediğini ifade ederek, benzer görüşleri dile getirdiler, AKP’nin bu ortamdan “rant” elde etmeye çalıştığının altını çizdiler.

O ranttan kasıt, kaostan yarar umup, erken seçimde AKP’yi yeniden iktidara taşımak olabilir mi?

Zira, HDP’nin baraj altında kalması demek AKP’nin 80 vekilden en az 60’ını kazanması anlamına geliyor...

Önceki ve Sonraki Yazılar