Kılıçdaroğlu'na çağrımdır!

Ankara’da koalisyon hesapları yapılırken bakalım ortaya nasıl bir tablo çıkacak?

Muhalefet partileri CHP, MHP ve HDP çoğunluğu elde ederek mecliste toplamda 292 sandalye kazandı.

13 yıldır tek başına iktidar olan AKP ise, ciddi oy kaybına uğrayarak 258 milletvekilinde kaldı.

Seçim sonuçlarına bakıldığı zaman seçmen, muhalefet partilerine şu mesajı verdi: En sağından en soluna kadar oturun anlaşın koalisyon hükümetini kurun ve memlekete her anlamda rahat bir nefes aldırın. Bakalım seçmenin bu isteği yerine getirilebilecek mi?

***

13 yıllık tek başına AKP iktidarı ve sonucu olarak, bugün ülkemizin birikmiş birçok sorunu var. Bunlardan bir tanesi şüphesiz eğitim. Hatta iddia ediyorum ki, en çok sorun eğitimde yaşandı. 13 yılda 5 milli eğitim bakanı değişti. Her gelen bakan bir öncekinin yaptıklarını çöpe attı. Ortaya konan projeler ya tamamlanamadı ya da fiyaskoyla sonuçlandı.

Eğitimdeki çöküşü nereden başlayarak yazsam bilemiyorum. Ama şu bir gerçek ki; 4+4+4 eğitim sistemi uygulamaya geçtiği 2012 yılından itibaren eğitimde yıkımın önü iyice açılmış oldu.

Okulöncesi eğitimin zorunlu olmaktan çıkarılması…

Dershanelerin oldu bittiye getirilerek temel liselere dönüşümü ve sonucunda dershaneler okullaşacak derken, okulların dershaneleşmeye başlaması. Ve kayıt dışı merdiven altı kursların önünün açılması…

Binlerce okul müdürünün başarılı ya da başarısız olarak ayırt edilmeden, görevlerinden alınması ve yerlerine iktidara yakın eğitim sendikası üyesi kişilerin müdür olarak atanması…
Yanlış planlama nedeniyle yüz binlerce öğretmen adayının atanamaması ve mağdur olması…

Mülakat gibi objektiflikten uzak yöntemlerle kamuya öğretmen alımının önünün açılması…

Öğretmenlerin zorunlu rotasyona tabi tutulması ve bazı özlük hakları konusunda zor durumda bırakılması…

Bir taraftan 4+4+4’le zorunlu eğitim 12 yıla çıkarılırken diğer taraftan açık liseye devam eden öğrenci sayısında patlama yaşanması… (bugün 1,5 milyon civarında açık lise öğrencisi var)

Sık değişen sınav sistemlerinin eğitimde yarattığı tahribat ve bu sınavlarda yaşanan şaibeler…

TEOG sınavında, öğrencilerin ve velilerin yaşadığı eziyetler ve haksızlıklar.

Devlet okullarının çöküşünün önünün açılması, köklü ve saygın okulların itibarlarının zedelenmesi…

“Her ile bir üniversite” söylemiyle alt yapısı olmadan açılan “tabela üniversiteleri” ve yüz binleri bulan işsiz üniversite mezunları…

Eğitim Şura’larında; bilimsel temelli eğitim politikalarının ve projelerinin tartışılması ve konuşulması yerine, şeffaflıktan ve katılımcılıktan uzak gereksiz içi boş tartışmalarla geçiştirilmesi…

***

Kısacası, 13 yılda okul öncesinden yükseköğretime kadar eğitimin her kademesinde sorunlar birikmiş ve eğitim artık yönetilemez hale gelmiştir. En önemlisi eğitim, bir değerden ve felsefeden uzak, uzun vadeli devlet politikası yerine popülist uygulamalara kurban edilmiştir.

Kime dokunsanız, bin ah işitiyorsunuz.
Öğrenci mağdur olmuştur.
Veli mağdur olmuştur.
Öğretmen mağdur olmuştur.

Siyasi partilerin seçim bildirgelerine baktığımız zaman eğitimin her kademesinde yaşanan derin sorunlara çözüm bulacak en iyi politikaların CHP’de olduğunu görüyoruz.

Bu konuda CHP’nin eğitimi yönetecek bilgi ve birikime sahip kadrosunun da olduğunu biliyorum.

Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun eğitime çok önem verdiğini de biliyorum.

O zaman Kemal Bey’e buradan çağrı yapıyorum. Kurulacak olası koalisyon hükümetinde, Milli Eğitim Bakanlığı CHP’nin olmazsa olmazı olmalıdır.

Madem onarım hükümetinden bahsediliyor. O zaman toplumsal onarıma en başta eğitimle başlanması gerekmez mi?...

Önceki ve Sonraki Yazılar